|
 |
|
HİÇ KİMSE KENDİNİ PAHALI ZANNETMESİN HERKEZİN İNDİRİM GÜNÜNÜ BİLİRİM... |
|
|
|
SEN BENIM EKSILEN YANIMSIN |
|
|
|
|
|
 |
|
YAŞANMIŞ AŞK HİKAYELERİ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
GENÇ KIZ VE ERKEK ARKADAŞININ SON KONUŞMALARI
bu kadar mı diyordu bu kadarmı sevgin?
ya ne sandın?seni sevdiyimimi?dedi delikanlı
kız yıkılmıştı işte tam o anda bişey sölemedi ağlıyordu telefonda sessizce bir ara delikanlı kız arkadaşının hıçkırıklarını duydu ve ne o yoksa ağlıyormusun değermi?dedi
benim için farketmez senin ayrıldığını söleriz
genç kız hıçkırıklar içinde bardağı taşıran son söze dayanamadı anlamadınmı sersem ayrıldığımıza ağlıyorum sen veya ben ne farkeder....
delikanlı sustu...oysa genç kız bunu sölerken onu seviyordu
daha öncede sevmişti.sonsuza dek sevecekti ama yapacak bişey yoktu...bu sözler arasında gurur vardı gurur ve sevgi ne kadar ters kelimeler ve sonunda sevgi ağır bastı...telefonu kapatırken delikanlı son bir kez elveda gençkız dedi gençkızda gururunu ayaklar altına alarak seni seviyorum dedi son bir kez telefonu kapatırken delikanlı düşündü niye niye yapmıştı oysa bunu sölerken onu seviyordu ve bunu itiraf etmek için tekrar aradı...fakat telefon cevap vermedi..kızın evine gitti...kalabalık vardı şaşırdı acı bir siren sesiyle irkildi...biraz sonra içeriden ağzının kenarında kan bulunan bir cesed çıktı delikanlı yıkılmıştı ve gözyaşlarını
tutamadı. elveda dememişti...
uyan.uyan.uyan dediysede genç kız duymadı bir ara genç kızın elindeki kurumuş kağıdı alıp okudu buğulanmış gözlerini silip
kağıdı okudu ve genç kız şöle yazmıştı:
TÜM SEVİLENLERE VE SEVENLERE İBRET OLSUN.....................
--------------------------------------------------------------------
---------------------------------------------------------------------
---------------------------------------------------------------------
bir kızın hayalini kuruyorum..... çölde yanan kamp ateşinin dans edişi eşliğinde....
hani kelimeler kifayetsiz kalır bazen.... anlatmayı beceremezsin... kelime hazinem yetersiz kalıyor.... sana kendimi keşke olduğu gibi anlatabilseydim..... belki o zaman bir şeyler değişebilirdi.... belki o zaman sana kavuşabilirdim....
aşkımı gel imgelerle anlatayım sana.... gözlerini kapa ve beni dinle.... sen konuşma... sadece hayal et...
bir ev hayal et.... şehirden çok uzakta.... etrafı baharın serinleten yeşilliği sarmış... çiçeklerin rengarenk çeşitliliği ile süslenmiş... kuşlar bizim misafirimiz.... ağaca bak sincap nasılda tırmanıyor bahçemizdeki badem ağacına... belli ki karnı açıkmış.... kiraz ağacının yapraklarına bak.... kirazlar nasılda yaprakların aralarından gözüküyor.... kırmızı ile yeşilin uyumu ne tat veriyor değil mi...
tenimizi okşayan ılık bir rüzgar esiyor..... sen yavaşca sokuluyorsun bana.... ben sana sarılıyorum.... parfüm gibi kokan boynuna burnum hasret..... saçına gidyor ellerim.... o ipeksi saçına tatlı masaj yapıyorum.... aslında saçın parmaklarıma masaj yapıyor... onun için yapıyorum... sana bunu sezdirmiyorum.....
hani yerde biten çiçekler vardı ya.... bak menekşeler orda.... nasılda mor mor açmışlar.... sümbüller orada.... lalelerde ayrı bir rek katıyor değil mi bahçeye....
al bak..... sana en sevdiğin çiceklerden demet yaptım.......bu çiçekler sana
17 YAŞINDA İNTİHAR
daha 17 sinde tanıdım onu.her görüşümde ona olan sevgim çoğalıyordu.sevdiğimi söyleyemedim belki kaybetmekten korkuyordum.ama onun için ölürdüm.tam 1,5 yıl platonik yaşadım aşkımı.her gün görüyor ama konuşmuyorduk.birbirimizi fazla tanımıyorduk.bizim mahallede oturuyordu.bazen evimin önünden geçiyordu.ben ona aşıktım.artık dayanamadım teklif ettim.bana verdiği cvp olmaz benim arkadaşım var dedi.o an yıkılmıştım kendimi bilmez olmuştum.aradan 1 hafta geçtikten sonra arkadaşından haber gönderir telofon numaramı istedi.anlayamadım ama yinede verdim.2 gün sonra telofonumda üst üste çağrılar gelmeye başladı onun olduğunu anlamıştım.sonra herşey olmasını istediğim gibi ilerliyordu sanki yeniden doğmuş gibiydim.ona diğer arkadaşını sordum. benim için ayrılmıştı.o gün anladım ki bir gün benden de ayrılacaktı bunun olmaması için elimden geleni yapacaktım.yaşadığım güzel günler 6 ay sürdü bana yazdığı msj da senden ayrılmak istiyorum beni arama yazmıştı.çünkü başka birisi varmışnasıl olurda beni terk eder diye dşündüm ama oldu o beni terk etti hayat durdu düşünemez oldum çünkü o yoktu bana sarılacak elimi tutacak kişi yoktu acaba bütün kızlarmı böyle yoksa sadece benimkimi?hiç anlayamadım.ondan sonra hayatıma kimseyi sokmadım her günümü o düşünmekle geçirdim.düşünürken onsusluğu unuttum çünkü düşlerimde yaşıyordu.ayrıldığımızdan buyana 2 yıl geçti onu hala unutamadım.bi gün onu gördüm hiç değişmemiş aynıydı.gülüşü,bakışı herşey aynıydı.duydumki oda sevdiğinden ayırlmış.oda mutsuzmuş.daha sonra yine karşılaştık ona tekrar gel desem gelecekti ama diyemem,diyemezdim ben onu içime gömdüm unutmadım onu hiç sevmekten vaz geçmedim.bana çok kötüyüm ben bunu hak edecek ne yaptım diye sordu.bir şey diyemedim çünkü ben onu hala seviyordum ona beni yaşarken öldürdüğünü beni bu hayatta nedensiz bıraktığını söyleyemedim.beni hala düşündüğünü ve sevdiğini söylüyordu inanmadım.ona bundan sonra yanında olmayacağım.olamayacağım istesemde istemesemde.sevdim seni bir zamanlar ,hala seviyorum ve benden sonrada mutlu olmanı istiyorum olurda bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum çünkü bundan sonra kendinden başkası olmayacak yanında sana bakacak ben olmayacağım keşke böyle yaşanmasaydı bazı şeyler keşke döndüre bilsek zamanı geriye senden kalan boşluğu kiminle doldururum bilmiyorum sen hayatıma renk katan sen hayatımdaki nedendin senin istediğin gibi olmadımı?bunu sen istemedinmi? uzun süre bana baktı ve elvada dedi gitti.2 saat sonra intihar ettiğini duydum. o ölmüştü artık o hiç yoktu ben buna dayanamazdım bana ik cümle yazmış elvada aşkım elvada birtanem elvada sevgilim elveda sana.artık yaşamanın hiç bir anlamı kalmadı benim de yanına gitme zamanım gelmişti.elveda hayat elveda geride kalanlar elveda herşeye elveda..
--------------------------
-----------------------------------------------------------------
-------------------------------------------------------------------------------------------------
KARA GÖZLÜM SENİ ÇOK SEVİYORUM
Hayata genclige ilk adim attigim günlerdi..
Askin henüz cok erken oldugunu düsünüyordum,, taaki onunla tanisana kadar..
Okul tatilinde gittigimiz memleketimde gördüm karagözlümü ilk kez..O anda vuruldum o simsiyah gözlerine..Gün gectikce baglandim ona onunda beni sevdigini anlamistim..
Öyle bir bakisi vardiki anlamamak mümkün degildi.. Bazen anliyorlardi birbirimizi sevdigimizi ama söyleyemiyordum kimseye onu..Bilmiyorum neden ama söyleyemiyordum..Uzun yaz tatili öyle cabuk bitmistiki artik karagözlümdende ayrilma vakti gelmisti..
Eve döndük..Okul basladi ama benim aklim hep Karagözlümdeydi ve artik hic birsey eskisi gibi degildi.. Okullar kapansin bende ona gideyim diye düsünüyordum.. Arkadaslarima asik oldugumu anlatinca alay ediyolardi benle cocuksunuz siz diye..Ama olsun bi gün anlayacaklardi onu ne kadar cok sevdigimi..
Sonunda okullar kapandi ve ben artik ona KARAGÖZLÜM e gidiyordum ve cok mutluydum..
Sonunda kavustuk..Ayni gözler,, ayni bakislar hic degismemisti karagözlüm ve ben o gözlere daldim.
Baktim..baktim..baktim..
Icimden kosup sarilmak geliyodu ama yapamiyordum..
Bir gün evet birgün
etrafimdaki insanlarin beni ilk kez görüyomus gibi bakislari beni cok rahatsit etmisti.. Aile büyüklerimden birinin bana hazirlan aksama seni istemeye geliyolar deyisiyle soka girmistim.. Olamazdi..Karagözlüm bilmeliydi benim henüz evlenmeyi düsünmedigimi.. henüz cok kücük oldugumu bilmeliydi.. peki neydi bu acele nedendi..Korkuyodum..
Aksam oldu gözlerim hep onu aradi..
Ama o gelmedi ben yikildimmmm..
Cünkü beni ona istemiyorlardi.. Baska biri vardi orda hic tanimadigim, hic görmedigim biri..
Hayir dedim ,, olmaz dedim,, yalvardimm ama dinletemedim.. Bizim oralarda aile büyükleri kara verdiyse elinden bisey gelmez kimsenin caresiz katlanirsin olanlara..
Artik göremiyodum karagözlümü..
Cok uzun bir aradan sonra onu dügünümde gördüm..
O kömür gözlerinde hüzün vardi artik.. O gözler artik bana bakamiyordu cünkü ben onun yengesi oluyordum..
Cok kisa bir süre kaldi kuzeninin dügününde..Son bir kez bakti o kömür gözleriyle,, hüzün vardi o gözlerde artik..
Gitti..
Beni orada birakip gitti..
Beni ellere birakip gitti..
Ve her sey bitti..
Aradan seneler gecti ve ben onu asla unutmadim
unutamadim..
Oda beni unutamadi biliyorum..
KARAGÖZLÜM
seni cok seviyorum
------------------------------
---------------------------------------------------------
------------------------------------------------------------------------------------------------------
KARŞILIKSIZ AŞK
Ben Simdi 18 Yasinda Genc bi kizim bundan tam üc sene önce yani 15 yasindaydim arkadasim bi cocoukla cikmaya baslamisdi sonra benide tanisdirmis msnde hep beraber bi odada yazisoduk ondan sonra biri beni ekledi. nerden bileydim o ekleyen kisi benim tek askim ama karsiliksiz askim olacani yazisdik filan sonra ondan bi sene sonra yazda ben almanyada o türkiyede tatilde msnde yazisdik hergun hergun derken o cocuk bana hep asilmaya basladi derken ben hoslanmaya basladim cocuk akli ya...sonra bende türkiyeye tatile gittim derken iki ay filan görüsmedik msnde sonra o almaya bende almaya dönduk derken yazismadik ben hoslandiodum ondan ya unutmaya caliosdum unutum derken yine yazismaya basladik ondan sonra bu benim arkadasa demis kine bana onu ayarla filan bulusma ayarladik bulusduk konusduk... Ben Manyak ASIK oldum ona hemde cooook okadar cok sevdim ki onu anlatmama
Bi kac ay boyunca sustum hic bisi diyemedim sonra kalbimdeki ask dayanmadi haykirmak istedim sedece onu sevdimi sölemek
dusundum kine ne kaybede bilirdim ? bi gece msnde bekledim onu geldi sonra yazdim ona seninle konusmak istiom diye konusduk filan söledim ona dedim sana asigim
tabikde inanmadi bana dedi nasil oldu inanmadi inanmadi ona asik olduma inanmadi Bulsma ayaarladik yine ben bulusma yerine gittim ondan bi msj gelmiyorum k.bakma misafiler gelio
tmm dedim yine sustum manyak gibi sustum hersey tamam dedimm o ne dediyse sustum... sonra ondan ellimi ayagami cekmeye karar verdim unutacam dedim bi arkadasima anlatim bana yardm etmesini söledim... o napti??? Benim cep telefondan onun nr sini aldi ve onu kendinsine ayarlamis... sonra benim bisiden haberim yok
arkadasim dio
jha ben onunla beraberim böle baka kaldim sokla bok olur gibi sustum konusmadim sonra dedim mutluklar döndum oturdum ondan uzakdan bi yere haykira haykira aglmaya basladim o gun benim nefes almakdan vazgectim bi gundur... ama naparsiniz ki bu dunyada böle serefsizler varken insanlar hep aci ceklere o cocukda o kizda biliolardi onu canimdan bile cok sevdimi.. ama kim takar kalbimdeki aski kalbimdeki aciyi o gunden beri kalbimi hissetmedim bile sustum icimden agaladim kimseye bisi demdim kelimlere bogzimda dügümlendi derken iki sene böle gecti ondan sonra bende unutum dedim baska biriyle cikdim ama olmadi olmadi unutmadim onunlada bitti...
sonra ben bi gun okulu ektim arkadasimla geziodum onu gördum o kizla ell elle sustum yine icimden agladim umursamiomus gibi davrandim... kimseler bilmezki icimdeki firtinayi sonra bi kac ay gecti aradan o cocuk msnde yazdi bana nasilsn filn derken sevgilin var mi diye sordu bende yok dedim ona sordum bilmem dedi dedim kine siz erkekler olsada YOK dersiniz oda öle dedi... yani onun sevgilisi vardiii
saka olani ne bilionuz mu
bana su sözleri söledi: SANA ÖPUSMEYI ÖGRETIRDIM AMA SIMDI DUYARLAR FILAN OLMAZ!!!!! resmen benimle dalga gecioduu
dedim bana gerek yok sen git baska bi kizlara ögret o an aslinda ölmüsdu benim icin...
ondan bi hafta sonra ben arkadaslarla bi cafede oturiodum ben bi kiz arkadasim birde bi erkek arkadas sinifdan... erkek arakadas bize dondurma almaya gittinde ben ve arkadasim sigaramizi yaktik guzel bi havanin tadini cikartioduk takiii onu görsiye kadar O Ve Bi Kiz Arabada Gidiolardi ben sok oldum o an kendimde degildim sanki öldum ama arkadaslarimin yardimyla o gun gömdum onu kalbime benim icin ölduydu o
O gun kiz arkadasimin evinin yakinda bi tepe vardi oraya gittim ferdiden gizli sevdami dinledim nasil uc sene boyunca dinlediysem son kez andim adini orda son kez haykirdim adini orda en komik olani neydi bilionuz mu yanimdaki erkek arkadasin ismide benim sevdim cocun ismi ayniydi ama sagolsunlar sayelerinde unutum....o aksam msne geldimde sordum sen bizim burdamiydin diye
yine yalan hayir dedi hayir... sonra yalan sölemedini anladikine evet dedi bende sustum yine herzamnki gibi onu kalbimden sildim...
Ben Onun icin neler yasadim uc sene boyunca deprestiondaydiiiim icim hic gulmedi agladi benn disdan guldum icnden agladim kimse görmedi ama haykirdim hergun icimde ona olan askimi .sustum sustum en iyi yapabildim sey susmak bende sustum askimi kalbime gömdum belkide öldüm....
Allahim Nedir Gunahim Karsiliksiz bi askin oyuncagi olmusum...
----------------------------
------------------------------------------------------
-----------------------------------------------------------------------------
-------------------------------------------------------------------------------------------------
BU KADAR SEVEBİLİRMİSİNİZ
Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez.... Biri tıpta okuyordu, öbürü mimarlıkta. O ilk karşılaşmadan sonra, bir kere, bir kere, bir kere daha karşılaşabilmek için, hep aynı saatte, aynı duraktan, aynı otobüse bindiler. Gençtiler, çok genç... Birbirileriyle konuşacak cesareti bulmaları biraz zaman aldı ama sonunda başrdılar. İkisi de her sabah otobüse bindikleri semtte oturmuyorlardı aslında. Delikanlı arkadaşında kaldığı için o duraktan binmişti otobüse, kız ise ablasında.... Sırf birbirilerini görebilmek için, her sabah erkenden evlerinden çıkıp, şehrin öbür ucundaki o durağa, onların durağına geldiklerini, gülerek itiraf ettiler bir süre sonra...
Okullarını bitirince hemen evlendiler. Mutluydular hem de çok mutlu... Bazen işsiz, bazen parasız kaldılar ama öylesine sıkı kenetlenmişti ki yürekleri ve elleri hiçbir şeyi umursamadılar. Ayın sonunu zor getirdikleri günlerde de ünlü bir doktor ve ünlü bir mimar olduklarında da hep mutluydular. Zaman aşımına uğrayan, alışkanlıklara yenik düşen, banka hesabında para kalmadığı için ya da tam tersine o hesabı daha da kabarık hale getirmek uğuruna bitip-tükeniveren sevgilerden değildi onlarınki... Günler günleri, yıllar yılları kovaladıkça sevgileri de büyüdü, büyüdü... Tek eksikleri çocuklarının olmamasıydı. Zorlu bir tedavi sürecine rağman çocuk sahibi olmayınca, "bütün mutlulukların bizim olmasını beklemek, bencillik olur" diyerek devam ettiler hayatlarına. Çocuk yerine, sevgilerini büyüttüler... "Senin için ölürüm" derdi kadın, sımsıkı sarılıp adama ve adma "Hayır, ben senin için ölürüm" diye yanıt verirdi hep...
Bazen eve geldiğinde, aynanın üzerinde bir not görürdü kadın, "Bir tanem, kütüphanenin ikinci rafına bak...." Kütüphanenin ikinci rafında başka bir not olurdu, "Mutfaktaki masanın üzerine bak ve seni çok sevdiğimi sakın unutma" Mutfaktaki masadan, salondaki dolaba sevgi dolu notları okuya okuya koşturan kadın, sonunda kimi zaman bir demet çiçek, kimi zaman en sevdiği çikolatalar, kimi zaman da pahalı armağanlarla karşılaşırdı... Aldığı hediyenin ne olduğu önemli değildi zaten....
Hayat ne kadar hızlı akarsa aksın, işleri ne kadar yoğun olursa olsun hep birbirlerine ayıracak zaman buluyorlardı bulmasına ama kırklı yaşların ortalarına geldiklerinde, daha az çalışmaya karar verdiler. Adam, hastaneden ayrıldı ve muayenehanesinde hasta kabul etmeye başladı. Kadın da mimarlık bürosunu kapadı ve sadece özel projelerde görev aldı.
Artık daha fazla beraber olabiliyorlardı. Bir gün sahilde dolaşırken, harap durumda bir ev gördü kadın, üzerinde "satılık" levhası asılı olan. "Ne dersin, bu evi alalım mı?" dedi adama. "Bu viraneyi yıktırır, harika bir ev yaparız. Projeyi kafamda çizdim bile. Kocaman terası olan, martıları kahvaltıya davet edeceğimiz bir deniz evi yapalım burayı..." "Sen istersin de ben hiç hayır diyebilirmiyim?" diye yanıt verdi adam. "Amerika'daki tıp kongresinden döner dönmez ararım emlakçıyı... Kaç para olursa olsun, burası bizimdir artık...."
Sadece bir hafta ayrı kalacaklarını bildikleri halde, ayrılmaları zor oldu adam Amerika'ya giderken. Her gün, her saat konuştular telefonla.
Gözyaşları içinde kucaklaştılar havaalanında. Fakat birkaç gün sonra, kocasında bir tuhaflık olduğunu fark etti kadın. Eskisi kadar mutlu görünmüyor, konuşmaktan kaçınıyordu. Onu neşelendirmek için, sahildeki evi hatırlattı ve çizdiği projeyi verdi kadın ama hiç beklemediği bir cevap aldı: "Canım, o ev bizim bütçemizi aşıyor. Sen en iyisi o evi unut..."
Mutsuzluk, mutluluğun tadına alışmış insanlara daha da acı, daha da çekilmez gelir. Kadın, hiç sevmedi bu beklenmedik misafiri. Derdini söylemesi için yalvardı adama, "Senin için ölürüm, biliyorsun, ne olur anlat" diye dil döktü boş yere... Yıllardır sevdiği adam, duyarsız ve sevgisiz biriyle yer değiştirmişti sanki. Ona ulaşmaya çalıştıkça, beton duvarlara çarpıyordu kadın, her çarpmada daha fazla kanıyordu yüreği...
Bir gün, çocukluğunun, gençliğinin ve bütün hayatının birlikte geçtiği arkadaşına dert yanarken, "Artık dayanamıyorum, sana söylemek zorundayım" diye sözünü kesti arkadaşı. "O, seni aldatıyor. İş yerimin tam karşısındaki restoranda genç bir kadınla yemek yiyiyor her öğlen. Sonra sarmaş dolaş biniyorlar arabaya...." "Sus, sus çabuk, duymak istemiyorum bu yalanları" diye bağırdı kadın. Onca yıllık arkadaşını, kendisini kıskanmakla suçladı.... Ertesi gün, öğle vakti o restoranın hemen karşısında bir köşeye sindi sessizce ve peri masallarının sadece masal olduğunu anladı... Kocasının eskiden aynı hastanede çalıştığı genç çocuk doktorunu tanıdı hemen. Bazen evlerinde ağırladıkları kadına nasıl sarıldığını gördü adamın...
Akşam kocası eve gelir gelmez, bazen bağırıp, bazen ağlayarak, bazen ona sımsıkı sarılıp bazen de yumruklayarak haykırdı suratına her şeyi. İnkar etmedi adam. Zamanla duyguların değişebildiği, insanların orta yaşa geldiklerinde farklılık aradığı gibi bir şeyler geveledi ağzında ve bavulunu alıp gitti evden. Kapıdan çıkarken, "son bir kez kucaklamak isterim seni" diyecek oldu ama kadın, "defol" dedi nefretle...
İlk celsede boşandılar... Modern bir aşk hikayesinin böyle son bulmasına
kimse inanamadı. Arkadaşlarının desteğiyle ayakta kalmaya çalıştı kadın.
Adamın, sevgilisiyle birlikte Amerika'ya yerleştiğini öğrendi. Bazen yalnız kaldığında, onu hala sevdiğini hissedince, ağlama nöbetleri geçiriyor, aşkın yerini, en az onun kadar yoğun bir duygu olan nefretin kalması için dua ediyordu.
Aradan bir yıl geçti... Her şeyin ilacı olduğu söylenen zaman bile, kadının derdine çare olamamıştı. Bir sabah, ısrarla çalan zilin sesiyle uyandı. Kapıyı açtığında, karşısında o kadını gördü. "Sen, buraya ne yüzle geliyorsun" diye bağırmak istedi ama sesi çıkmadı. "Lütfen, içeri girmeme izin ver, mutlaka konuşmamız gerekiyor." dedi genç kadın. Kanepeye ilişti ve zor duyulan bir sesle konuşmaya başladı: "Hiçbir şey göründüğü gibi değil aslında. Çok üzgünüm ama o bir saat önce öldü. Geçen yıl Amerika'daki kongre sırasında öğrendi hastalığını ve yaklaşık bir senelik ömrü kaldığını. Buna dayanamayacağını, hep söylediğin gibi onunla birlikte ölmek isteyeceğini biliyordu. Seni kendinden uzaklaştırmak için, benden sevgilisi rolünü oynamamı istedi. Ailesine de haber vermedi. Birlikte Amerika'ya yerleştiğimiz yalanını yaydı. Oysa ilk karşılaştığınız otobüs durağının karşısında bir ev tutmuştu. Tedavi görüyor ve kurtulacağına inanıyordu ama olmadı. Gece fenalaşmış, bakıcısı beni aradı, son anda yetiştim. Sana bu kutuyu vermemi istedi..." Gözlerinden akan yaşları durduramayacağını biliyordu kadın. Hemen oracıkta ölmek istiyordu. Eline tutuşturulan kutuyu açmayı neden sonra akıl edebildi. İtinayla katlanmış bir sürü kağıt duruyordu kutuda. İlk kağıtta, "Lütfen bütün notları sırayla oku bir tanem" diyordu... Sırayla okudu; "Seni çok sevdim", "Seni sevmekten hiç vazgeçmedim", "Senin için ölürüm derdin hep, doğru söylediğini bilirdim." "Fakat benim için ölmeni istemedim" "Şimdi bana söz vermeni istiyorum." "Benim için yaşayacaksın, anlaştık mı?" son kağıdı eline alırken, kutuda bir anahtar olduğunu gördü kadın... Ve son kağıtta şunlar yazılıydı:
"Sahildeki evimizi senin çizdiğin projeye göre yaptırdım. Kocaman terasta martılarla kahvaltı ederken, ben hep seni izliyor olacağım...."
----------------------
--------------------------------------
------------------------------------------------------
---------------------------------------------------------------------------
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
AĞLATAN AŞK HİKAYESİ
AĞLATAN BİR AŞK HİKAYESİ
kalbimin hiç tanımadığı duyguları daha yeni yeni hissetmeye başladığı dönemlerdi,çevremde bir sürü erkek ve kız arkadaşlarım vardı,ama bi gariplik vardı,mutlu değildim sanki aradığım başka birşeydi,her akşam eve gelir odama çekilir ağlardım,noluyordu bana anlayamıyordum,birgün yine arkadaşlarla beraberdim,beraberdim derken nasıl bi beraberlik,onlar bi araya toplanır gülüp eğlenirlerken bense bi kenara çekilip içimdeki fırtınaları dinliyordum her zamanki gibi,artık arkadaşlarımda alışmıştı bu durumuma,yanıma gelip oturduğunu hiç farketmemişim,taki sanki çok derinlerden gelen bi SELAM sesini duyana kadar,selam dedim bende,neden yalnız oturuyosun dedi,bilmiyorum dedim,kimse seni anlamıyor,hatta kendin bile kendini anlamıyorsun değilmi dedi,evet dedim,bende bu yüzden yanına geldim zaten dedi,bende aynı durumdayım,seni arkadaşlarından ayrı derin düşüncelere dalmış görünce işte benim gibi biri daha dedim,
ve ilk defa onun yüzüne baktım,o anda kalbim durdu sanki,donup
kalmıştım,ne zaman ayrıldık eve nasıl geldim bilmiyorum,o gün sürekli onu düşündüm,sanki aradığım şey buydu hissedebiliyordum bunu,
o günden sonra hergün buluşmaya başladık,evleri iki mahalle kadar uzaktaydı,bizim mahallede akrabaları vardı,ilk tanıştığımız gün onlara gelmişler,böylece aylar geçti,artık ailelerimizde biliyordu,ya ben onlara gidiyordum yada o bize geliyordu,yani her günümüzü birlikte geçiriyorduk,
ama ikimizinde anlayamadığı birşeyler vardı,birbirimizi çok seviyorduk,görmeden yapamıyorduk,arkadaşlık değildi bu,çünki diğer arkadaşlarımızıda seviyorduk,bu çok farklı bişeydi,kimseyede soramıyorduk,nasıl soralımki,biz bile bilmiyorduk ne olduğunu,bu çok yoğun duyguların etkisiyle bazen mutluluktan bulutlara kadar çıkıyorduk,bazende o küçücük kalplerimize sığdıramadığımız ve bi türlü anlamadığımız hisler dünyasında sebepsiz yere ağlıyor gözyaşlarımızı birbirimize hediye ediyorduk,,belki size saçma gelicek ama birbirimizi ilk gördüğümüz günü anlatmıştım,ondan sonraki ilk buluşmamızda biraz konuştuktan sonra bi ara gözgöze gelmiştik,ve daha ne olduğunu anlamadan ikimizde sebepsiz yere birden ağlamaya başlamıştık,hemde ne ağlama sanki hiç bitmeyecek gibiydi göz yaşlarımız,işte o günden sonra bir daha biribirimizin yüzüne uzun süre bakamadık,hatta çoğu zaman sırtlarımız birbirimize dönük otururduk,bi gören olsa bize gülerdi heralde,ama elimizde değildiki bakamıyorduk işte,
ama ne olursa olsun çok mutluyduk,artık ne güneşin doğuşunun,ne çiçeklerin kokusunun,nede kuşların aşk şarkılarının farkındaydık,biz birbirimizde kaybolmuştuk,taki bi akşam bizim evin zili uzun uzun çalana kadar,kapıyı annem açtı,gelen onun teyzesinin kızıydı,anneme bişeyler söyledi,annemde hemen babamla bişiyler konuşup,banada sen evden ayrılma biz hemen geliyoruz diyerek aceleyle çıktılar,bende hemen arkalarından çıktım,hava kararmıştı,beni görmesinler diye onları uzaktan takip ettim,biraz gittikten sonra bizim evin biraz ilerisinde bi market vardı,orada bi kalabalık gördüm,oraya gidiyorlardı,biraz daha yaklaşınca babam koşmaya başladı,yerde yatan biri vardı,bende biraz daha yaklaştım,babam yerde yatan kişiyi kucağına almıştı,bikaç adım daha yaklaştım ve kalbime binlerce ok birden saplandı sanki,yerde yatan benim meleğimdi,oda beni gördü,eliyle bana gelme diye işaret yaptı,ve bana bişeyler söylemek için ağzını açtığında,ağzından kan boşaldığını gördüm,yanına gittim,o güzel başını babamın kucağından kendi kucağıma aldım,hafifçe gülümsedi ve bak dedi napmışsın yeni gömleğine,onun kanına bulanmış gömleğimi göstererek,iki hafta önce doğum günümde o almıştı,ve birden başını karanlıkta benim seçemediğim kazanın olduğu bi yere çevirip tüh yaa dedi,ne demek istediğini anlamamıştım,başını tekrar çevirdiğimde ölmüştü,ondan sonrasını hatırlamıyorum,gözümü evde açtım,orada bayılmışım,beni doktora götürmüşler sakinleştirici filan yapmışlar,uzun süre baygın halde yatmışım,
kendime gelir gelmez ağlamaya başladım,kimse müdahale etmedi,doktor ağlarsa müdahale etmeyin demiş,tekrar kendimden geçene kadar ağlamışım,ondan sonraki günlerde gözyaşım hiç dinmedi,aradan iki ay filan geçmişti,birgün anneme onlara gitmek istediğimi söyledim,annem önce kabul etmedi ama yalvarmalarıma dayanamayıp bi şartla kabul etti,gideriz ama orada ağlayıp annesini üzmeyeceğine söz verirsen dedi,bende söz verdim ve gittik,bi süre oturduk ama ben kendimi zor tutuyordum ağlamamak için,bak oğlum dedi annesi,biribirinizi ne kadar çok sevdiğinizi hepimiz biliyoruz,ne kadar üzüldüğünüde biliyorum ama senden bir ricam var dedi,kızım son nefesini senin kucağında vermiş,bana son anlarını anlatmanı istiyorum dedi,şaşırdım,nasıl anlatabilirdimki,anneme baktım boynunu büktü,bende onu üzmeyecek şekilde anlattım,ama bi ara karanlıkta bi yere bakıp tüh yaa dediğini anlamadığımı söyleyince,annesi bana sarılıp öyle bi ağlamaya başladıki,bende zaten zor tutuyordum kendimi,ikimizde uzun süre ağladık,
biraz sakinleştikten sonra,artık bu dünyada yaşamam için hiç bir sebebin kalmadığına karar vermeme sebep olan şeyi anlattı,
ogün annesi evlerinde benim çok sevdiğim bir yemeği yapmış,anne demiş bu yemeği ayhan çok sever,bizim yiyeceğimiz kadarını ver ben ayhanlara gidip onunla beraber yiyeceğim demiş,anneside yalnız göndermemek için yakınlarında oturan teyzesinin kızıyla bize göndermiş,yolda gelirlerken teyzesinin kızı,sen biraz bekle bende marketten içecek birşeyler alayım demiş,kaldırımda beklerken bi araba vurup kaçmış,bize yakın oldukları için teyzesinin kızı hemen bize haber vermeye gelmiş o akşam,ve o karanlığa bakıpta tüh yaa dediği şeyde,bana getirdiği yemeklerin dökülmüş olmasına üzüldüğü içinmiş,son anlarını yaşayan birisinin canından daha çok bana getirdiği yemeklerin dökülmüş olmasına üzülecek kadar seven bir kalp varmıdır daha şu lanet dünyada,başkasını sevebilirmiyim artık,aşık olabilirmiyim başkasına,tahammül edebilirmiyim artık saçma sapan şeylerin adını aşk koymalarına,bizim yaşadıklarımız bilemesekte gerçek aşktı,bunu şimdi biliyorum, ama o bilmiyor,birgün birbirimize bir söz vermiştik,hangimiz önce ölürsek diğerimizi cennetin kapısında bekleyecekti,şimdi bende bilmeden yaşadığımız o tarif edilmez duygunun gerçek aşk olduğunu,o aşkı sonsuza kadar yaşayacağımız cennetin kapısında beni bekleyen meleğime anlatmak için,gelmesi için hergün yalvarıp dua ettiğim beni ona kavuşturacak kişiyi bekliyorum,Azraili
O Öldükten Sonra
bu gün hafta sonu,aşkımla buluşacağız,en güzel elbiselerimi giymeliyim,hangi gömleği giysem acaba,yanakları gibi kırmızı olanımı yoksa gözleri gibi kapkara olanımı,yada kazanın olduğu gün kanıyla üzerine çiçekler yaptığı gömleğimi,ne kazası ne kanı yaa nerden çıktı şimdi offf,ben en iyisi son buluşmamızda başını omuzuma koyduğu o kokan gömleği giyeyim,evet evet bu daha iyi,anne ben çıkıyorum,onamı,
tabiki anne yaa,her hafta sonu kiminle buluşurum ben,iyide neden ağlıyosunki,şimdi gidip annesindende izin almalıyım,günaydın müsade ederseniz kızınızla gezicez biraz,tabi oğlum,ona iyi bak olurmu,bak buda ağlıyor,noluyo bunlara anlamıyorum,koşar adımlarla gidiyorum aşkıma,bu yolda ne kadar uzun,her zamanki gibi bekçi amca karşılıyo beni,hoşgeldin oğlum,oda seni bekliyodu,biliyorum,günaydın aşkım ben geldim,bak hala yatıyo,hemde bembeyaz gelinliğiyle,yanaklarına küçük bir öpücük kondurup uyandırıyorum onu,her zamanki gibi toprak kokuyor meleğim,
????: Web Hattı - Türkiyenin En Güncel Forumu /ask-hikayeleri/190305-aglatan-bi-ask-hikayesi.html
????: Web Hattı - Türkiyenin En Güncel Forumu http://www.webhatti.com/showthread.php?t=190305
uzatıyor kollarını yattığı yerden,tutuyorum ellerinden,tüy kadar hafif,ne kadarda güzel meleğim benim,hoşçakal bekçi amca,bak koskoca adamda ağlıyo,iyi eğlenin olurmu diyor kirli sakallarından süzülen yaşları silerek,
onun en sevdiği yerleri geziyoruz elele,allahım onunla olunca o kadar mutluyumki,bi ara yine gözgöze geliyoruz,bakmamalıydık,yine ağlıycaz,ne kadar ağladığımızı akşam ezanını duyunca anlıyorum,işte bu günde bitti,gitmeliyiz,bekçi amca kızar sonra,hoşgeldiniz iyi eğlendinizmi bari,neler yaptınız bakalım,ağladık akşama kadar,her zamanki gibi ha,evet,hadi meleğim sen şimdi yat,ben haftaya yine gelirim,,birgün diyorum,birgün bende bembeyaz damatlıklarımı giyip geleceğim yanına,kapkara gözlerini açarak yalvarırcasına,çabuk gel olurmu diyor,yakında meleğim çok yakında,biliyorum şimdi iyi geceler öpücüğüm olmadan uyuyamaz bi tanem,yanaklarına bi öpücük konduruyorum,yine o toprak kokusu,geldim anne,hoşgeldin oğlum,öldür beni anne ben de toprak kokmak istiyorum.
------------------
------------------------------------
-----------------------------------------------------------
------------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Aşkını Helal EtGelebileceksen bir tatlı gülümsemeyle
Dönüşü belli olan gidişlerin olacaksa
Hiç ıslatmadan kirpiklerimi
Yollar senin olsun...
Sevebileceksen bir gün bu kulu
Söyleyebileceksen bir ömür boyu
Hiç üşütmeden geceleri koynumu
Zaman senin olsun...
Bakabileceksen daha anlamlı
Ve hiç çekinmeyeceksen
Kendi gözümden sakındığım
Bakışların senin olsun...
Verebileceksen daha fazlasını
Ve doldurabileceksen yüreğimdeki yerini
Asla vazgeçmem dediğim
Umut senin olsun...
Yaşayabileceksen benden sonra
Gidebileceksen bir başka ele
Gerek kalmayacak bildiğim
Yaşam senin olsun...
Yaşatabileceksen daha güzellerini
Hem de aratmadan eski günleri
Arkasından ağlayıp sızlamadan
Hatıralar senin olsun...
Sarabileceksen tüm gücünle
Uyutabileceksen dizinin en güzel yerinde
Anlattığım nerdeyse her sevene
İmkansızlık senin olsun...
Vurabileceksen sensizlikte durmuş saatleri
Yetişebileceksen bir intihar vakti
Henüz gitmemişken gözlerini de alıp
İhtimaller senin olsun...
Anlatabileceksen gururla
Böyle bir aşk diyebileceksen sonunda
Koyduğun noktalara inat
Kelimeler senin olsun...
Bağışlayabileceksen sevgini
Her masalımın güzel prensesi
Yüzüm yere bakar karşında
Ferman senin olsun...
Uyandırabileceksen sensizlikten önce
Sevebileceksen gündüz gece
Kader bir bilmece
Cevaplar senin olsun...
Hiçbir şeye değmeyecekse yaptıklarım
Gülüp geçebileceksen bir fiil
Öncekiler dahil bu şiir
Herşey senin olsun...
Bana aşkını helal et...
İlk değilsen bile son aşkım olup kal
Senden öncesini yaşamadım sayarım
Böyle bir aşka ömür vermeye değer
Dillenirde nazara gelir diye korkarım
Deniz gözlüm benim senin için hazırım
Eğer ölüm gerekse ölmeye giderim
Yemin olsun seninim çocuklar gibi şirin
O deniz gözlerinde hayat bulur gözlerim
Yüreğim acır inan senden uzak kalmasın
O deniz gözler benim başkası hiç bakmasın
Son arzun nedir diye gelipte bir sorsalar
Haykırış olur sesim sen yine sen der
Canım seni özler seni diler ister
Beni bırakma eğer ateşlerim söner
--------------------
------------------------------
-----------------------------------------
Düşlerde sevdim seni, söyleyemedim..
Sessiz öptüm nefesini, söyleyemedim
Ben seni, hep senin bilmediğin zamanlarda, senin bilmediğin mekanlarda sevdim.. Bunu sana hiç bir zaman söyleyemedim.. Anlatabilecek kelime bulacağımı hiç sanmadım.. Düşlerimdeydin hep.. Öyle büyüktü ki varlığın beni aştı ama sana ulaşmadı..
Ben seni, hep uzak sevdim, uzak öptüm.. Sessiz, sakin, sen rahatsız olma, ürkme diye, benden kaçma diye usulca öptüm.. Her nefesim senindi.. Çünkü ben, sen nefes alıp verdikçe vardım.. Ama sana ne sesimi, ne nefesimi duyuramadım.. Çığlık oldu sevgim, çarptı herkese.. Bir sana teğet geçti.. Öğrenemedin.. Söyleyemedim
Sana ben şiirler, sözler büyüttüm,
Sana ben baharlar, yazlar büyüttüm,
Sana ben hummalı gizler büyüttüm,
Söyleyemedim..

Her kalemin ucuna düşen harf sendin.. Her dilimin ucuna gelen kelime sendin.. Ben her yazdığım kelimede seni büyüttüm, ben her kurduğum cümlede seni büyüttüm.. Sen bilmedin, ben söyleyemedim..
Bahar sen varsan gelirdi, yaz sen varsan güzeldi.. Her gelişin bahar, her dokunuşun yazdı bana.. Ben her bahar hüzün kaplar, her yaz yaşlar akıtırdım yokluğunda... Ben her baharı sen diye bekledim, ben her yazı sen diye geçirdim.. Bütün güzelliklerini sana büyüttüm.. Sen bilmedin, ben söyleyemedim..
En ateşlisi sanaydı aşkın.. En güzeli, belkide en büyüğü sanaydı.. Gizli gizli yanardı yüreğimde.. Aşkım büyüktü, ateşi büyüktü, giz'i hepsinden büyüktü.. Gösteremedim.. Nasıl beni yakıp, erittiğini bilemedin.. Oysa sen buz gibiydin.. Yine de gelmedin.. Nasıl bir yürek büyüttüm sana gizli gizli.. Sen bilmedin, ben söyleyemedim
Şarkılar yazdım sana, okuyamadım..
Hep yanımdaydın oysa, dokunamadım..
Sana ben hayaller, düşler büyüttüm,
Sana ben gözümde yaşlar büyüttüm,
Sana ben hummalı aşklar büyüttüm,
Söyleyemedim..

Her şarkıya seni koydum, her şarkıyı sana yakışırdım.. Sen varsın diye söyledim hepsini ama sana duyuramadım..
Hep benimle olduğunu hiç bilmedin. Hayalinle yatar, hayalinle kalkardım anlamadın. Anlamadığın, hissetmediğin için dokunamazdım sana, duvarların öyle kalındı ki, yapamadım..
Hayallerimdin işte sen, bütün düşlerimdin..
İyiye, kötüye akan her damla yaş sanaydı, sensiz olmazdı..
Ateş gibiydi işte aşkın, dedim ya yakardı, söndüremezdim..
Ama sen hiç birini bilmedin,
Ben de Söyleyemedim

Yan Yüreğim
Yan yüreğim,kor olasın.
Deryalarda,damlasın sen
Leyla,sevda sundu sana
Sen,mecnun olamazsın.
Takılırsa fikrin teli
Sen bu sazı çalamassın
Şehvet sararsa bedeni
Sen aşkı,bulamazsın.
Ezemessen benliğini
Sen, göz yaşı olamassın.
Yürek yanmaz,buz olursa
İnsanlığı,bulamazsın.
Sevgi denen şu kubbeyi
Sen,boynuna saramazsın.
Ağlamadan şu güneşi
Karanlığa sunamazsın.
---------------------------------------
-----------------------------------------
-----------------------------------------

KANLI MASAL
aklım, haklıyım, et firarını!
ovdun ve okşadın beni
çıktı içimdeki cin;
ondan ölümümü diledin.
mayıstı.
seni o yüzden bağışladım!
ben en çok mayısta su içerim
derinim balık kaynar derinim kanımı kaynar
ben en çok mayısta öne eğerim başımı
içimden felçli bir göçebe gökyüzüne bakar.
avuçlarımda yaralı kelebek taşımayı
mayısta öğrenmiştim;
ve teraslarda ayna dinlemek en çok mayısa yakışırdı
ve kim bilir
mayıs artık en çok senin tanrılarına yakışır
tiril tiril bembeyaz bir giysiyle
rüzgârda ayakların çıplak
öyle başın öne eğik yıllarca o boş terasta durmak
kartpostallardan tanıdığın bir şehri düşünmek gibi
bir yaraya kabuk olmayı kabullenmek gibi
eksik, yarım, farkına varmaktan kaçınılan
tam
tam yaza girecekken
yazın omzuna yüzünü dayayacakken
çekip giden
ayaklarının altından o son sığınak terası da
acılarının veliahtını da çekip
gitmiştir işte, yalnızca gitmiştir
yani.. anlıyor musun.. mayıstı..
seni o yüzden bağışladım!
bir sesim vardı gölgenden ikmale kalan
biliyorum, büyük çocukluktu birbirimizi sevmemiz
cesaret işiydi, delikanlıcaydı,
bu korkunç sevgide
yanlışlarımızı yeniden keşfedişimiz
el deymemiş yalnızlıklara kalkışmamız
yalnızlıklarımızı değiş tokuş etmemiz
bu evcilik oyununda bile duldum
hatırla
sana dizlerimi
sana tabi bileklerimi ve topuklarımı sundum;
çevirdikçe bedenini ruhunun radyo dalgalarında
cazdı, bluesdu, klasik kemandı, klasik aştı
boktu püsurdu
hatırla, senin gözlerin çokulusluydu
senin gözlerin ham kadınsızdı
çamurdandı
ağzımda getirdiğim karsuyunu
kalbine kaçırdım! ovdun ve okşadın beni
çıktı içimdeki cin
yatağa döküldü
yatağıma döküldün
yatağına döküldüm
ve ben bu sonsuz savruluşta
o gece
bütün eski sevgililerimden ince ince söküldüm!
senin oldum!
ihanetinle pislenen küçük dolaşımımdaki kanla
karalar çekerek ölümsüz kirpikdiplerine senin
senin mahşer atlısı dudaklarına
en çok da dudaklarına sokuldum!
üşüyordum,
üstüme doğru çekip o kedi dudaklarını
bir tay sığınırmışcasına anasına
bana ölünle uyudum! anlıyor musun.. işitiyor musun..
cesedine yeni baştan hayat verebilmek için
ihtiyarladım.. ihtiyarladım..
ben zaten kendimi aşklarda
hep kalkışılınmış müthiş intiharlarla yaraladım!
koştum sürekli
bir hüzünden bir tersliğe dokunarak koştum
bazı sevdalarda hafızasını kaybeder ya insan
telaşlanır, ağlar
babasını sorar çevresindekilere
öldüğünü bildiği halde
adını unutur, yolunu kaybeder oturduğu evin
bir titreme gelir yerleşir ya ortasına mayısın
bir dikilir bir çöker ya
kalbine secde eden intikam
tam
tam yaza girecekken
yaza bir ekmek bıçağı tutuşturacakken
sapı plastik kötü bir ekmek bıçağı
-geri döner.. döner değil mi.. diye
birkaç kırık sözcük.. buruşuk..
-öldürürüm o zaman, kurtulurum.. deyip sustuğun
-kaçarım sonra, kimse sormaz.. deyip yığıldığın
nisandan hazirana doğru bir su kayakçısı
gibi süzülürken mayıs,
ah benim bir kangurunun cebine yerleştirdiği yavrum!
talanım! artanım! eksik kalanım! yarım kalanım!
nasıl yedirirdim ihanetini kendime
o dev hisle sen mayıstın ben mayıstım
herşey ama herşey elele mayıstı
seni o yüzden bağışladım!
uzanıp topraktan çıkarttın beni
tozumu sildin, hohladın, parlattın
ovdun ve okşadın beni
çıktı içimdeki cin;
ondan
-gidecektin, mecburdun, hepsi gibi-
affını diledin.
------------------------------
-----------------------------

Aglayan Kalbimi Dinle
Bir zamanlar ben de seni candan sevmistim
Her sözüne boyun egmistim
Hani ayrilik yok, diye yemin etmistin
Zalimsin, diyorsam söyleten sensin
Gülmeyen bahtimi güldüren sen oldun
Sonunda careyi ayrilikta buldun
Kurumus cicek gibi aniden soldun
Sen bana ask degil, ecel oldun
Beni gülerken hep aglattin
Gözümde bir damla yas birakmadin
Sebepsizce ayrilip gittin
Su gönlünü sebepsiz kanattin
Sayede yüzüm hic gülmedi
Ümit kapilarim bir bir kilitlendi
Gönlüm mutluluk yüzü görmedi
Dilerim ki sen de ol benim gibi
Seviyorum diyerek, hep gözyasi sildim
Aldanip ta bir zalime gönül verdim
Yandim, kavruldum ama yine de sevdim
Simdi ben yanlislarimin cezasini cekerim
-----------------------------
-----------------------------
------------------------------
HAYAT
ŞEREFLE BİTİRİLMESİ GEREKEN.
EN ASİL GÖREVDİR HAYAT.
BİR LOKMA EKMEK İÇİN,
ŞEREFİNİ ÇİĞNETMEYE.
BİR ANLIK EĞLENCE İÇİN ,
SERVETİNİ TÜKETMEYE.
BİR ZAMANLIK MEVKİ İÇİN.
EL AYAK ÖPMEYE.
İNSANLARI EZİP GEÇMEYE.
GÜNLÜK MENFAATLER İÇİN,
ONURUNU TERK ETMEYE.
BİR KISIM İNSANLAR İÇİN.
TÜM İNSANLARA DÜŞMAN.
OLMAYA DEĞMEZ BU HAYAT...
VAZGEÇTİM
ASLINDA ÇOK DOSTLARIM VARDI.
SEN TERK EDİNCE KİMSELER YOK ZANNETTİM.
ÇARESİZLİK İÇİNDE ÇARELER ARARKEN.
BOŞLUĞA,YOKLUĞA.ÖLÜME DÜŞTÜM.
HERŞEYE RAĞMEN SENİ SEVMEK Mİ?
AYRILIĞA ALIŞMAK MI, AYRILIK MI?
SOĞUK GECELERDE YÜREĞİMDE SABAHLAMAK MI?
YOKSA SENSİZLİĞİ ÖLÜMÜNE YAŞAMAK MI?

KALBİME GÖMÜYORUM
Böyle olmasını ben istemedim,
Sessizce çekip giden ben değildim.
Yanlızca boyun eğdim,
Çünkü seni sevdim hala seviyorum.
Biricik aşkım seni affedemiyorum,
Sessizce kalbime gömüyorum.
Fakat unutamıyorum,
Ne seni nede yaptıklarını....

ARKADAŞ
Sen hiç yaşamamışsın arkadaş,
Hayatı oyun sanmışsın.
Sen oynarken bu tiyatronun biletleri bitmiş.
Sen kendinle oynamışsın herkes seyretmiş.
Yaşarken satırların arkasına sığınmışsın,
Sevmeyi bilmeyince çamura batmışsın.
Üstüne bulaşan çamurla güneşi sıvamışsın.
Hayattan çok kendini sevmişsin.
Acının adını bilmişsin kendisini görememişsin.
Akan suları gözyaşına çevirmişsin.
Öfkeyi sevgiyi birbirine karıştırmışsın.
Sen hayatının yanlışını yapmışsın arkadaş.







ACI HAYAT
SENİ BÖYLE SEVERKEN TOPRAKMI OLACAKTIN
OOO BEMBEYAZ TENİNİ KEFENMİ SARACAKTI
SÖYLESENE SEVDİĞİM BÖYLE Mİ OLACAKTI
BU EN GÜZEL ÇAĞDA SONMU BULACAKTI
HANİ EVLENECEKTİK HAYYALERİMİZ VARDI
ACI HABERİNLE CİĞERİM YANDI
SENİ BENDEN KARA TOPRAK ÖNCEMİ ALDI
DAĞ GİBİYDİM YIKILDIM
GÖNÜL OCAĞIM SÖNDÜ
TİTREDİ YÜREĞİM O MAHSUN BAKIŞINLA
SONNNN NEFESİNDE BİLE OLAMADIM YANINDA
ŞARKIMIZI YAZDIRDIM MEZAR TAŞINA
SANA DEYİL BİR TANEM BENİM İSYANIM
KADERE ŞANSIMA KARA BAHTIMA
GELİNLİK YERİNE KEFENMİ GİYECEKTİN
EVİNİN YERİNE KABREMİ GİRECEKTİN
ALKANLAR İÇİNDE CANINI VERDİN
AZRAİLEEEEEE
AŞKINI DÜNYANI NASILDA VERDİN
ÇARESİZLİK İÇİNDE BOYNUM BÜKÜLDÜ İNAN
DEDİM OOOOOOOO ÖLEMEZZZZZZZZ
TÜM SÖZLERİNİZ YALANNNNN
DEDİLERKİ ÜZÜLME ÖLÜM ALAHIN EMRİ
AKITIĞIN GÖZ YAŞI ONO GETİRMEZ GERİ
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
ESMER |
|
|
|
|
|
 |
|
ÜZÜMLÜ |
|
|
|
|
|
|
dağından güneş aşıyor
üzümlü karakoluna mermi yağıyor
yaklaşan her canlıya mezar oluyor
neyini anlatayım üzümlü senin
bayrak tepe dedikleri askeriye değil
her tarafı terör yatağı
dalgalanıyor türkün bayrağı
neyini anlatayım üzümlü senin
kuzeyi ırak güneyi iran
her tarafı kokar barut kan
kurşunlar yağıyor burada
neyini anlatayım üzümlü senin
birgün duyulursa ölüm haberim
toprağa saçılır kanlı bedenin
ibret olsun benim kaderim
neyini anlatayım üzümlü senin
lanet okuyorum doğduğum güne
mutlu olmak hakkım olsa bile
ölüm soğuk ama kaçılmıyor
ne kadar pişman olursan ol diyor
neyini anlatayım üzümlü senin |
|
|
|
|
|
 |
|
BEDDUA |
|
|
|
|
|
|
Sana her gece dua ediyorum
Sevdiğim için değil,beter olasın diye
Allahımdan bir tek şey diliyorum bana çektirdiğin acıları sanada çektirsin diye,;
Geceleri göz yaşlarının yaş olarak değil kan olarak akmasını istiyorum
Benden gittiğine bir gün pişman olacaksın,
Çünkü benden çok seveni sen istesende asla bulamazsın
Pişman olacaksın aşk yolunda bir tek ben değil sende bir gül gibi solasın sende benim yandığım gibi yanasın sen de benim gibi her gece göz yaşı akıtasın
SENİN GİBİ KALP KIRINLAR BU DÜNYADA YAŞAMASIN KAYBOLSUN
Nefretlerim teker teker kaybolsun....
-----------------------------------
-----------------------------------
NEFRET
ayrıldık işte sevgilim seninle
herşeyi unutmak mümkünmü sence
hiç yoktan bu aşkı bitirdik diye
anılar pişmanlık getirmezmi bize
sen bir zalime ben bir zalime
düşmezmi kalbimiz binbir derlere
tertemiz aşkımıza kıydık diye
bundan sonra kader gülermi bize
anılar yolumuzu kezmezmi bizim
pişmanlık kapımızı çalmazmı bizim
bu aşkı siz nasıl yıktınız diye
hatıralar içimizi yakmazmı bizim
---------------------------------------
senden istediğim sadece sevgiydi.
sevdin ama belli etmedin.
oysa ki ben ilgi istedim
beni her görüşünde
sevgini hissettirmeni istedim
sen bunların hiç birii yapamadın.
bundan sonra hayatımdan ne sen varsın
nede kalbimdeki aşkın
ben seni çoktan unuttum
ama sen beni unutamayacaksın
istesende unutamayacaksın |
|
|
|
|
|
 |
|
AYRILIK |
|
|
|
|
|
|
Bir günün akşamüstüydü beni bırakıp gittiğin gün batımında sağanak
şekilde yağan yağmurun sesi beni rahatlatırken
senin söylediklerinde kulaklarımda yankılanıyordu... Herkes yağmurun
keyfini sürerken sen beni terk etmiştin
ne çaresiz ne yalnız kalmıştım değil mi?? Oysa ne çok sevmişim seni,
kendimi yalan sözlerle avuturken nasılda aşık olmuşum sana... Şimdi
yoksun yanımda, unuttun belki beni bugün ayrılığımızın ilk günü ama sen
ne kadar da çabuk sildin beni ben yine boynu
bükük kaldım, artık yalan sözler avutmuyor beni, inandıramıyorum
kendimi her günün akşamüstü, her güneşin battığı vakit tekrar
yaşıyorum seni... Yalnızlığın bu kadar zor olduğunu hiç tahmin
edememiştim... Terk edilmenin mi yoksa yalnız kalmanın mı acısı vardı
içimde?? Şimdi kim dinleyecek beni? Kim tutacak ellerimden?? Hayata
nasıl tekrar tutunacağım?? Şimdi düşünüyorum da ben seni
bu kadar çok düşünürken sen beni hatırlıyor musun hiç?? Sen benim
beynimi bu kadar meşgul ederken ben senin aklına
Geliyor muyum? Eğer ki bir gün, bir an aklına gelirsem sana
söylediklerimi hatırla... ''Ben senin yalnızlığını paylaşmak istiyorum,
yaslanmak istediğinde bi omuz olabilmek, sıcak bir el uzatabilmek
istiyorum...'' Sonra istersen sil beni aklından
ama sıcak bir ele hasret kaldığında, her yağmurlu günde, kendini
çaresiz hissettiğin her anda hatırla beni hatırla ve düşün
ben kaybettiğim sen içinde bu kadar çok şey kazanmışken sende
kaybettiğin şu koca aşka yan.!
Ama her şeye rağmen mutlu ol ve kimsenin seni üzmesine izin verme
eğer ki gittiğin yolda bir gün tek kalırsan arkanı dön ve bak
işte orada ben varım...
-----------------------------------------------------------------------
-----------------------------------------------------------------------
Biliyorum konuşacak birşeyimiz kalmadı, paylaşacak hiç bir şeyimiz yok.
Yine de yüreğimden gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum,
seninle konuşuyorum... Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım,
sevgimi aldım avuçlarımın arasına, ona sığınıyorum... Cümlelerimi kısalttım,
kelimelerim buruk, gülüşlerim istenmeyen dudaklarımda...
Bir ihtimal gelişine sığındığımı farkettiysem de, engel olamadım gurursuz
ama umutlu hasretine... Bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum,
imkansız olan her rüyaya inanasım geliyor... Bir çocuk gibi
isteklerimi bastıramıyorum... Çalmayan telefonuma elim gidiyor,
sana halen bende olduğunu ısrarla yazmaya çalışıyorum... Bende olan seni,
hiç kırmadım, değiştirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin
nasıl olduğunu, gülüp gülmediğini anlamsız bir sıkıntıyla merak ediyorum...
İçimdeki güzelliğine inanıp inanmamanı artık umursamıyorum!
Üşüyorum, bu üşüme yalnızlığımdan geliyor ve sarıyor her tarafımı...
Tutunabileceğim hiçbir güzellik yok, hatırlamaktan usanmayacağım
anılarım dışında... Isınabilmek için onlara sarılıyorum...
Anlamsız ve cevapsız sorular hıhzırca sırıtıyor, ben görmemeye
çalışıyorum... Düşler uzak gibi görünüyordu ama yakındı...
Belki de görmeyi istemek gerekiyordu... Gözlerini aç desem kapatacaksın
ama kapatma gözlerini! Kendime bir demet papatya aldım ama bakmadım
falıma... Gözlerimi gelişlere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş
itiraf etti sonunda... Düşüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam değil...
Gelseydin, kendimi unutup sana koşacaktım, susturacaktım içimdeki isyanı,
kavgaların ortasında bir güneş gibi doğup ısıtacaktım yüreğini,
sevinçten ağlayacaktım bu defa, mutluyken hemen sarhoş olmuşum gibi,
dokunacaktım, sarılacaktım. Ama gelmedin, gelemezdin belki de gelmeye de
hiç niyetin yoktu aslında... Kendimi kandırdığımı anladığımda ağlıyordum...
Eskiden kimi şarkıların ne kadar anlamlı olduğunu düşünürken, şimdi
ayrılığın ardından çalınan her şarkı umutsuzluğumu ve sevgimi anlatıyormuş
gibi geliyor... Sevdiğim ne çok şarkı varmış, bunu senin gidişin gösterdi
bana...
Her şarkıda sen varsın, her yerde, her gördüğüm insanda, denizde,
gecede, uykumda... Nasıl beceriyorsun her yerde olabilmeyi...
Bu bir marifetse eğer, neden benim yanımda degilsin ki?
Gözyaşlarım asilliğini yitiriyor ve yenik düşüyorum sevdana...
Gittin! Belki de hiç gelmemiştin ben, geldiğini sandım... Ayak uyduramadım
yorgunluğuna... Dudaklarına düşlerindeki öpüşü konduramadım...
Kimi zaman bir çocuk oldum gülüşlerinde şımaran, kimi zaman bir kadın;
dokunuşlarında kendini bulan... Ama! En çok da imkânsızın oldum...
Her gelişimde bir kez daha gönderdiğin oldum... İnanamadığın, Yenemediğin,
üzerinden atlayamadığın korkuların oldum... Ağladığın, bağırdığın ya da
sustuğun isyanın oldum, sessizce boşalan gözyaşların, birikmişliğin oldum...
Yüreğindeki kadın ben olmak isterken yüreğine sığınan ve tozlanacak olan
bir anı oldum... Haketmediklerin, artık yeter dediklerin ve herşeyin olmak
isterken
belki de hiçbir şeyin oldum... Söylesene ben gerçekten senin neyin oldum?
Sesin hep uzakları çağırıyordu, ben üstüme alındım, sana geldim...
Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenişi sahiplenir miydim?
Şimdi bir mevsimlik aşk kaldı avuçlarımda sadece bir mevsim yaşanan
ama bir ömür gibi gelen aşk... Kalbime henüz söyleyemedim gittiğini,
öğrenirse onun da acı çekmesinden korkuyorum... Seni halen
benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum...
Gittin! Sevdamın yokluğuna alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların
sonunda olması acıtıyor içimi... Suskunluğun en büyük silahındı,
suskunluğunla vurdun beni asıl acı olan, canımı acıtan unutulmak...
Söylesene unutulmak kime yakışıyor?
Unutan sen olsan da sana bile yakışmıyor ...
Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak
sende daha güzel duruyor... Görüyorsun işte, aşk'a ve sana ihanet etmiyorum.
benim kırgınlığım aşk'a... Sen üstüne alındın...
|
|
|
|
|