|
 |
|
HİÇ KİMSE KENDİNİ PAHALI ZANNETMESİN HERKEZİN İNDİRİM GÜNÜNÜ BİLİRİM... |
|
|
|
SEN BENIM EKSILEN YANIMSIN |
|
|
|
|
|
 |
|
ATA SÖZLERI VE FIKRALAR |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
♥ Abanın kadri, yağmurda bilinir.
♥ Abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz.
♥ Abdalın arkadaşlığı yol görününcüye kadardır.
♥ Abdestsiz sofuya namaz dayanmaz.
♥ Aca dokuz yorgan örtmüşler,yine uyuyamamış.
♥ Acele giden ecele gider.
♥ Acele ise, şeytan karışır.
♥ Acele yürüyen yolda kalır.
♥ Acemi katır kapı önünde yük indirir.
♥ Acı acıyı bastırır,su sancıyı.
♥ Acı patlıcanı kırağı çalmaz.
♥ Acıkan doymam,susayan kanmam sanır.
♥ Acındırırsan arsız, acıktırırsan hırsız olur.
♥ Aç ayı oynamaz.
♥ Aç bırakma hırsız edersin, çok söyleme arsız edersin.
♥ Aç koynunda azık durmaz.
♥ Aç köpek fırın yıkar.
♥ Aç kurt insana saldırır.
♥ Aç tavuk rüyasında kendini darı ambarında görür.
♥ Aç tokun halinden bilmez.
♥ Açık yaraya kurt düşmez.
♥ Açın imanı olmaz.
♥ Açın karnı doyar gözü doymaz.
♥ Açlık ile tokluğun arası bir dilim ekmek.
♥ Adam eşeğinden, kadın döşeğinden belli olur.
♥ Adamak kolay,ödemek güçtür.
♥ Adamakla mal tükenmez.
♥ Adamın iyisi iş başında belli olur.
♥ Adı çkmış doksana, hiç inmez seksene.
♥ Ağaca balta vurmuşlar "sapı bedenimde"demiş.
♥ Ağaca çıkan keçinin doğurduğu oğlak dala bakarmış.
♥ Ağaca dayanma çürür,insana dayanma ölür.
♥ Ağacı kurt, insanı dert bitirir.
♥ Ağaç ne kadar meyve verirse ,dalı o kadar yere eğilir.
♥ Ağaç ne kadar uzarsa uzasın göğe değmez.
♥ Ağaç ne kadar yüksek olsa da yaprakları yere düşer.
♥ Ağaç yaş iken eğilir.
♥ Ağaçlı köyü su basmaz.
♥ Ağaçtan maşa, aptaldan (çingenden) paşa olmaz.
♥ Ağır kazan geç kaynar.
♥ Ağır otur, batman götür.
♥ Ağır taş batman döver.
♥ Ağız yemeyince yüz utanmaz.
♥ Ağlama ölü için, ağla deli için.
♥ Ağlamayan çocuğa meme vermezler.
♥ Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar.
♥ Ağlayak da gözden mi olak?
♥ Ağlayanın malı, gülene hayır etmez.
♥ Ağrısız baş mezarda gerek.
♥ Ağustos ayında beyni kaynayanın, zemheride (Zahmarıda) kazanı kaynar.
♥ Ağzı açık ayran delisi.
♥ Ahmak misafir, ev sahibini ağırlar.
♥ Ak akçe kara gün içindir.
♥ Ak koyunun kara kuzusu da olur.
♥ Akan su yosun tutmaz.
♥ Akan su, pis tutmaz.
♥ Akçe bulsam, çıkı yok.
♥ Akıl akıldan üstündür.
♥ Akıl yaşta değil baştadır.
♥ Akılı olmayana neylesin sakal, kayışı tarladan götürür çakal.
♥ Akıllı düşünene kadar, deli oğlunu evermiş, torunu olmuş.
♥ Akıllı evladın var, neylersin mali, akılsız evladın var neylersin mali?
♥ Akılsız basın cezasını ayaklar çeker.
♥ Akılsız baştan sefil taban ne çeker.
♥ Akılsız köpeği yol kocatır.
♥ Akılsızın şaşkını beyaz giyer kış günü.
♥ Akrabanın akrabaya ettiğini akrep etmez.
♥ Akranıyla konuşmayanın sesi, semadan gelir.
♥ Akşam gelen misafirin, yiyeceği bulgur sıkısı, yatacağı ahır sekisi.
♥ Akşamın hayırından sabahın şeri iyidir.
♥ Al elmaya taş atan çok olur.
♥ Al yakışırken, el bakışırken.
♥ Alacağın bir iğne, çeliğin okkasını orantıya vurursun.
♥ Alışmış kudurmuştan beterdir.
♥ Alim unutmuş, kalem unutmamış.
♥ Allah aptala eşeğini kaybettirir, sonra buldurup sevindirir.
♥ Allah şaşırttı mı, dayıya hala dedirtirmiş.
♥ Allı yelek, pullu yelek, canfes neye gerek?
♥ Alma el kızının ahını, gökten indirir şahini.
♥ Alma mazlumun ahini çıkar aheste aheste.
♥ Altın anahtar, her kapıyı açar.
♥ Altın eşik, ağaç eşiğe muhtaçtır.
♥ Altın yere düşmeyle değer kaybetmez.
♥ Altının kıymetini sarraf bilir.
♥ Ana gibi yar, vatan gibi diyar olmaz.
♥ Anan gibi saç büyütecegine, baban gibi bıyık büyüt.
♥ Anan turp, baban şalgam, sen içinde gülbe şeker.
♥ Ananın bastığı yavru incimez.
♥ Ananın bastığı yerde yavru ölmez.
♥ Anasına bak kızını al, astarına bak bezini al.
♥ Anlayana Sivri sinek saz anlamayana davul zurna az.
♥ Aptal düğünden çocuk oyundan usanmaz.
♥ Aptalın karnı doyunca gözü yolda olur.
♥ Ar gözden, kar yüzden anlaşılır.
♥ Ar namus tertemiz.
♥ Arap eli öpmek, dudak karartmaz.
♥ Arayan belasını da devasını da bulur.
♥ Arayan bulur, iniliyen ölür.
♥ Arefe günü yalan söyleyenin, bayram günü yüzü kara çıkar.
♥ Arı bal yapacak çiçeği bilir.
♥ Arı satmış namusu tellala vermiş.
♥ Arkadaş dediğinin gölgesinde suç islenir.
♥ Arkadaşını söyleki, sana kim olduğunu söyleyim.
♥ Arkadaşlık pazara kadar değil mezara kadardır.
♥ Arkalı it kurdu boğar.
♥ Armudu sapıyla, üzümü çöpüyle, pekmezi küpüyle.
♥ Arpa ekinde buğday bekleme.
♥ Asıl azmaz, bal kokmaz, kokarsa yağ kokar, onunda aslı ayrandır.
♥ Asil azmaz, bal kokmaz, kokarsa yağ kokar, aslı ayrandır.
♥ Aslan yattığı yerden belli olur.
♥ Aslında olan tırnağına getirir.
♥ Aş kaşık ile, iş keşik ile.
♥ Aş sabahın iş sabahın.
♥ Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.
♥ Bitli baklanın kör alıcısı olur.
♥ Bize gelince yiyip içelim, size gelince gülüp gecelim.
♥ Boğulursan büyük suda (denizde) boğul.
♥ Borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmektir.
♥ Borç yiğidin kamçısıdır.
♥ Boş duranı Allah’da sevmez kuluda.
♥ Boşboğazı cehenneme atmışlar, ‘odun yaş’ diye bağırmış.
♥ Boşboğazın sigarası yanmaz.
♥ Bugün bana ise yarın sana.
♥ Bugünkü işini yarına bırakma.
♥ Bugünkü tavuk, yârinki kazdan iyidir.
♥ Bülbülü altın kafese koymuşlar "vatanım" demiş.
♥ Bülbülün çektiği; dili belasıdır.
♥ Büyük ekmek, büyük bezeden olur.
♥ Büyük lokma ye, büyük söz söyleme.
♥ Büyük zekalar birlikte düşünürler.
♥ Cahile söz anlatmaktansa, deveye hendek atlatmak iyidir.
♥ Cahilin dostluğundan, alimin düşmanlığı iyidir.
♥ Cahille arkadaş olma küstürün, cam kırığıyla kıçını silme kestirirsin.
♥ Cami ne kadar büyük olsa da imam bildiğini okur.
♥ Can boğazdan gelir.
♥ Can çıkar huy çıkmaz.
♥ Can çıkmadan ümit kesilmez.
♥ Canı kaymak, isteyen mandayı yanında taşır.
♥ Canı yanan eşek atı geçer.
♥ Çağırılan yere erinme, çağırılmadığın yere görünme.
♥ Çağrılmadık yere, çörekçi ile börekçi gider.
♥ Çalışan demir pas tutmaz.
♥ Çamura taş atma üstüne sıçrar.
♥ Çatal kazık yere batmaz.
♥ Çıngıraklı deve kaybolmaz.
♥ Çıracı olsam ay akşamdan doğar.
♥ Çiftçilik, eşeğin kuyruğuna benzer, ne uzar ne kısalır.
♥ Çingene ciğer pişirir, yemeden karnını şişirir.
♥ Çingenenin ipini, kendisine çektirirler.
♥ Çingeneye beylik vermişler, önce babasını asmış.
♥ Çocuğu işe gönder, peşinden sen git.
♥ Çok söyleme arsız edersin, aç bırakma hırsız edersin.
♥ Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır.
♥ Tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış.
♥ Tekkeyi bekleyen çorbayı içer.
♥ Tembele iş buyur sana akıl öğretsin.
♥ Tereciye tere satılmaz.
♥ Tırnağın varsa başını kaşı.
♥ Tilkinin dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıdır.
♥ Tok açın halinden anlamaz.
♥ Tok ağırlaması güçtür.
♥ Topalla gezen aksama öğrenir.
♥ Tosya’ya tuza gideyim derken, evdeki bulgurdan olma.
♥ Ucuna bak bezini al, anasına bak kızını al.
♥ Ucuz alan pahalı alır.
♥ Ummadığın taş baş yarar.
♥ Umut fakirin ekmeğidir.
♥ Ürümesini bilmeyen it, sürüye getirir kurt.
♥ Üzüm üzüme baka baka kararır.
♥ Üzümünü ye bağını sorma.
♥ Vakit nakittir.
♥ Vakitsiz öten horozun başını keserler.
♥ Var ne bilsin yokun halinden.
♥ Varsa pulun,herkes kulun;yoksa pulun,dardır yolun.
♥ Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
♥ Yalın varsa karnına, çulun varsa sırtına.
♥ Yalnız taş duvar olmaz.
♥ Yanlış hesap Bağdat'tan döner.
♥ Yarım hekim candan ,yarım hoca dinden eder
♥ Yazın başı pişenin,kışın aşı pişer
♥ Yazın eli yaş olanın, kışın ağzı yaş olur.
♥ Yemeye hazır dayanmaz.
♥ Yiğidi öldür hakkını yeme.
♥ Yol üstüne bostan ekme el için, kocalıkta (ihtiyarlıkta) avrat alma el için.
♥ Yol yürümeyle, borç ödemeyle biter.
♥ Yola giden yorulmaz.
♥ Yolu yordamıyla, ormanı baltayla.
♥ Yöğrük at yemini artırır.
♥ Yuvarlanan taş, yosun tutmaz.
♥ Zahmetsiz rahmet olmaz.
----------------------------------------
-----------------------------------------
-------------------------------------------
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
ESMER |
|
|
|
|
|
 |
|
ÜZÜMLÜ |
|
|
|
|
|
|
dağından güneş aşıyor
üzümlü karakoluna mermi yağıyor
yaklaşan her canlıya mezar oluyor
neyini anlatayım üzümlü senin
bayrak tepe dedikleri askeriye değil
her tarafı terör yatağı
dalgalanıyor türkün bayrağı
neyini anlatayım üzümlü senin
kuzeyi ırak güneyi iran
her tarafı kokar barut kan
kurşunlar yağıyor burada
neyini anlatayım üzümlü senin
birgün duyulursa ölüm haberim
toprağa saçılır kanlı bedenin
ibret olsun benim kaderim
neyini anlatayım üzümlü senin
lanet okuyorum doğduğum güne
mutlu olmak hakkım olsa bile
ölüm soğuk ama kaçılmıyor
ne kadar pişman olursan ol diyor
neyini anlatayım üzümlü senin |
|
|
|
|
|
 |
|
BEDDUA |
|
|
|
|
|
|
Sana her gece dua ediyorum
Sevdiğim için değil,beter olasın diye
Allahımdan bir tek şey diliyorum bana çektirdiğin acıları sanada çektirsin diye,;
Geceleri göz yaşlarının yaş olarak değil kan olarak akmasını istiyorum
Benden gittiğine bir gün pişman olacaksın,
Çünkü benden çok seveni sen istesende asla bulamazsın
Pişman olacaksın aşk yolunda bir tek ben değil sende bir gül gibi solasın sende benim yandığım gibi yanasın sen de benim gibi her gece göz yaşı akıtasın
SENİN GİBİ KALP KIRINLAR BU DÜNYADA YAŞAMASIN KAYBOLSUN
Nefretlerim teker teker kaybolsun....
-----------------------------------
-----------------------------------
NEFRET
ayrıldık işte sevgilim seninle
herşeyi unutmak mümkünmü sence
hiç yoktan bu aşkı bitirdik diye
anılar pişmanlık getirmezmi bize
sen bir zalime ben bir zalime
düşmezmi kalbimiz binbir derlere
tertemiz aşkımıza kıydık diye
bundan sonra kader gülermi bize
anılar yolumuzu kezmezmi bizim
pişmanlık kapımızı çalmazmı bizim
bu aşkı siz nasıl yıktınız diye
hatıralar içimizi yakmazmı bizim
---------------------------------------
senden istediğim sadece sevgiydi.
sevdin ama belli etmedin.
oysa ki ben ilgi istedim
beni her görüşünde
sevgini hissettirmeni istedim
sen bunların hiç birii yapamadın.
bundan sonra hayatımdan ne sen varsın
nede kalbimdeki aşkın
ben seni çoktan unuttum
ama sen beni unutamayacaksın
istesende unutamayacaksın |
|
|
|
|
|
 |
|
AYRILIK |
|
|
|
|
|
|
Bir günün akşamüstüydü beni bırakıp gittiğin gün batımında sağanak
şekilde yağan yağmurun sesi beni rahatlatırken
senin söylediklerinde kulaklarımda yankılanıyordu... Herkes yağmurun
keyfini sürerken sen beni terk etmiştin
ne çaresiz ne yalnız kalmıştım değil mi?? Oysa ne çok sevmişim seni,
kendimi yalan sözlerle avuturken nasılda aşık olmuşum sana... Şimdi
yoksun yanımda, unuttun belki beni bugün ayrılığımızın ilk günü ama sen
ne kadar da çabuk sildin beni ben yine boynu
bükük kaldım, artık yalan sözler avutmuyor beni, inandıramıyorum
kendimi her günün akşamüstü, her güneşin battığı vakit tekrar
yaşıyorum seni... Yalnızlığın bu kadar zor olduğunu hiç tahmin
edememiştim... Terk edilmenin mi yoksa yalnız kalmanın mı acısı vardı
içimde?? Şimdi kim dinleyecek beni? Kim tutacak ellerimden?? Hayata
nasıl tekrar tutunacağım?? Şimdi düşünüyorum da ben seni
bu kadar çok düşünürken sen beni hatırlıyor musun hiç?? Sen benim
beynimi bu kadar meşgul ederken ben senin aklına
Geliyor muyum? Eğer ki bir gün, bir an aklına gelirsem sana
söylediklerimi hatırla... ''Ben senin yalnızlığını paylaşmak istiyorum,
yaslanmak istediğinde bi omuz olabilmek, sıcak bir el uzatabilmek
istiyorum...'' Sonra istersen sil beni aklından
ama sıcak bir ele hasret kaldığında, her yağmurlu günde, kendini
çaresiz hissettiğin her anda hatırla beni hatırla ve düşün
ben kaybettiğim sen içinde bu kadar çok şey kazanmışken sende
kaybettiğin şu koca aşka yan.!
Ama her şeye rağmen mutlu ol ve kimsenin seni üzmesine izin verme
eğer ki gittiğin yolda bir gün tek kalırsan arkanı dön ve bak
işte orada ben varım...
-----------------------------------------------------------------------
-----------------------------------------------------------------------
Biliyorum konuşacak birşeyimiz kalmadı, paylaşacak hiç bir şeyimiz yok.
Yine de yüreğimden gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum,
seninle konuşuyorum... Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım,
sevgimi aldım avuçlarımın arasına, ona sığınıyorum... Cümlelerimi kısalttım,
kelimelerim buruk, gülüşlerim istenmeyen dudaklarımda...
Bir ihtimal gelişine sığındığımı farkettiysem de, engel olamadım gurursuz
ama umutlu hasretine... Bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum,
imkansız olan her rüyaya inanasım geliyor... Bir çocuk gibi
isteklerimi bastıramıyorum... Çalmayan telefonuma elim gidiyor,
sana halen bende olduğunu ısrarla yazmaya çalışıyorum... Bende olan seni,
hiç kırmadım, değiştirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin
nasıl olduğunu, gülüp gülmediğini anlamsız bir sıkıntıyla merak ediyorum...
İçimdeki güzelliğine inanıp inanmamanı artık umursamıyorum!
Üşüyorum, bu üşüme yalnızlığımdan geliyor ve sarıyor her tarafımı...
Tutunabileceğim hiçbir güzellik yok, hatırlamaktan usanmayacağım
anılarım dışında... Isınabilmek için onlara sarılıyorum...
Anlamsız ve cevapsız sorular hıhzırca sırıtıyor, ben görmemeye
çalışıyorum... Düşler uzak gibi görünüyordu ama yakındı...
Belki de görmeyi istemek gerekiyordu... Gözlerini aç desem kapatacaksın
ama kapatma gözlerini! Kendime bir demet papatya aldım ama bakmadım
falıma... Gözlerimi gelişlere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş
itiraf etti sonunda... Düşüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam değil...
Gelseydin, kendimi unutup sana koşacaktım, susturacaktım içimdeki isyanı,
kavgaların ortasında bir güneş gibi doğup ısıtacaktım yüreğini,
sevinçten ağlayacaktım bu defa, mutluyken hemen sarhoş olmuşum gibi,
dokunacaktım, sarılacaktım. Ama gelmedin, gelemezdin belki de gelmeye de
hiç niyetin yoktu aslında... Kendimi kandırdığımı anladığımda ağlıyordum...
Eskiden kimi şarkıların ne kadar anlamlı olduğunu düşünürken, şimdi
ayrılığın ardından çalınan her şarkı umutsuzluğumu ve sevgimi anlatıyormuş
gibi geliyor... Sevdiğim ne çok şarkı varmış, bunu senin gidişin gösterdi
bana...
Her şarkıda sen varsın, her yerde, her gördüğüm insanda, denizde,
gecede, uykumda... Nasıl beceriyorsun her yerde olabilmeyi...
Bu bir marifetse eğer, neden benim yanımda degilsin ki?
Gözyaşlarım asilliğini yitiriyor ve yenik düşüyorum sevdana...
Gittin! Belki de hiç gelmemiştin ben, geldiğini sandım... Ayak uyduramadım
yorgunluğuna... Dudaklarına düşlerindeki öpüşü konduramadım...
Kimi zaman bir çocuk oldum gülüşlerinde şımaran, kimi zaman bir kadın;
dokunuşlarında kendini bulan... Ama! En çok da imkânsızın oldum...
Her gelişimde bir kez daha gönderdiğin oldum... İnanamadığın, Yenemediğin,
üzerinden atlayamadığın korkuların oldum... Ağladığın, bağırdığın ya da
sustuğun isyanın oldum, sessizce boşalan gözyaşların, birikmişliğin oldum...
Yüreğindeki kadın ben olmak isterken yüreğine sığınan ve tozlanacak olan
bir anı oldum... Haketmediklerin, artık yeter dediklerin ve herşeyin olmak
isterken
belki de hiçbir şeyin oldum... Söylesene ben gerçekten senin neyin oldum?
Sesin hep uzakları çağırıyordu, ben üstüme alındım, sana geldim...
Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenişi sahiplenir miydim?
Şimdi bir mevsimlik aşk kaldı avuçlarımda sadece bir mevsim yaşanan
ama bir ömür gibi gelen aşk... Kalbime henüz söyleyemedim gittiğini,
öğrenirse onun da acı çekmesinden korkuyorum... Seni halen
benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum...
Gittin! Sevdamın yokluğuna alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların
sonunda olması acıtıyor içimi... Suskunluğun en büyük silahındı,
suskunluğunla vurdun beni asıl acı olan, canımı acıtan unutulmak...
Söylesene unutulmak kime yakışıyor?
Unutan sen olsan da sana bile yakışmıyor ...
Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak
sende daha güzel duruyor... Görüyorsun işte, aşk'a ve sana ihanet etmiyorum.
benim kırgınlığım aşk'a... Sen üstüne alındın...
|
|
|
|
|