|
 |
|
HİÇ KİMSE KENDİNİ PAHALI ZANNETMESİN HERKEZİN İNDİRİM GÜNÜNÜ BİLİRİM... |
|
|
|
SEN BENIM EKSILEN YANIMSIN |
|
|
|
|
|
 |
|
SÜPER ŞİİRLER |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
SEN VURDUNDA BEN ÖLMEDIMMI
Yokluğunda ne ateşleri hasretinle yaktım da
Bir seni yakamadım,beni yaktığın gibi
Çölde su,mahpusta gün,oruçta ekmek gibi bekledim seni
Sende araya korkular koydun.
Yasaklar koydun...
Bitmez tükenmez engeller koydun...
Şimdi nerdesin diye sakın sorma
SEN ÇAĞIRDIN DA BEN GELMEDİM Mİ?
Sen varken darılmazdım çiçeksiz baharlara,
Yağmurlu havalara...Bu kasvetli akşamlara
Sen varken
Bakıp içlenmezdim tren istasyonlarına
Otobüs duraklarına...
Sen varken ayrılanlara ağlamazdım...
Yıkılmazdım biten sevdaların ardından
Gidenlere küsmezdim
Kalanlara acımazdım...
Sen varken böyle üşümezdim-titremezdim
Masumdum,çocuklar gibi
Böyle delirmezdim-küfretmezdim...
Hele ölmeyi hüç düşünmezdim.
Şimdi soruyorum sana
Adı sevdaysa bu cehendemin
SEN YAKTIN DA BEN YANMADIM MI?
Biliyorsun
Bütün acılarına``yeşil ışık``yaktım olmadı
Bütün korkularına ``arka çıktım``olmadı
Dağlara merdiven dayadım olmadı.
Haziranda kar oldum yağdım avuçlarına olmadı
Sevdim olmadı-yandım olmadı-taptım olmadı
ARTIK BENDEN PES
BU AŞKIN BİLETİNİ İSTEDİĞİN GİBİ KES Nasılsa gidiyorsan
Biliyorum git...
Ama ardında
Ağlaya bir çift göz
Paramparça bir yürek
Ve yıkılmış bir dağ görmek istemiyorsan
Çek silahını-daya sırtıma
Titrersem namerdim...
SEN VURDUN DA BEN ÖLMEDİM Mİ?
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- AŞIK OLMADAN DÜŞÜN
AŞIK OLMADAN BİR DÜŞÜN
Evinin seni içine sigdiramayacak kadar dar oldugunu
fark edeceksin...
Sokaga firlayacaksin...
Sokaklar da dar gelecek...
Tipki vücudunun yüregine dar geldigi gibi...
Ne denizin mavisi açacak içini, ne piril piril
gökyüzü...
Kendini tasiyamayacak kadar çok büyüyecek, bir
yandan da kaybolacak kadar küçüleceksin...
Birileri sana bir seyler anlatacak durmadan...
"Önemli olan saglik."
"Yasamak güzel."
"Bos ver, her sey unutulur."
Sen hiçbirini duymayacaksin...
Göz yaslarindan etrafi göremez hale geleceksin...
Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az
sonra kollarinda ölmek isteyecek kadar çok seveceksin...
Hep ondan bahsetmek isteyeceksin...
"Ölüme çare bulundu" ya da "Yarin kiyamet
kopacakmis" deseler basini
kaldirip Ne dedin?" diye sormayacaksin...
Yalniz kalmak isteyeceksin...
Hem de kalabaliklarin arasinda kaybolmak...
Ikisi de yetmeyecek...
Geçmişi düşüneceksin...
Neredeyse dakika dakika...
Ama kötüleri atlayarak...
Onunla geçtigin yerlerden geçmek isteyeceksin...
Gittigin yerlere gitmek...
Bu sana hiç iyi gelmeyecek...
Ama bile bile yapacaksin...
Biri sana içindeki aciyi söküp atabilecegini
söylese,kaçacaksin...
Aslinda kurtulmak istedigin halde, o aciyi
yasamak için direneceksin...
Hayatinin geri kalanini onu düsünerek geçirmek
isteyeceksin....
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin...
Herkesi ona benzetip...
Kimseyi onun yerine koyamayacaksin...
Hiçbir sey oyalamayacak seni...
Ilaçlara siginacaksin...
Birkaç saat kafani bulandiran ama asla onu
unutturmayan.
Sadece bir müddet buzlu camin arkasindan
seyrettiren...
Bütün sarkilar sizin için yazilmis gibi
gelecek...
Bogazin dügümlenecek,
dinleyemeyeceksin...
Uyumak zor, uyanmak kolay
olacak...
Sabahi iple çekeceksin...
Bazen de "Hiç günes dogmasa" diyeceksin...
Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler...
Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin...
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne
çikana sarilmak isteyeceksin
Nafile...
Düsüncesi bile tahammül edilmez gelecek...
Rüyalar göreceksin, gerçek olmasini istedigin...
Her siçrayarak uyandiginda onun adini söyledigini
fark edeceksin...
Telefonun çalmasini bekleyeceksin...
Aramayacagini bile bile...
Her çaldiginda yüregin agzina gelecek...
Aglamakli konusacaksin arayanlarla...
Yüregin burkulacak...
Canin yanacak...
Bir daha sevmemeye yemin edeceksin...
Hayata dair hiçbir sey yapmak gelmeyecek içinden...
Onun sesini bir kez daha duymak için yanip
tutusacaksin...
Defalarca aradigi günlerin kiymetini bilmedigin
için nefretedeceksin...
Yasadigin sehri terk etmek isteyeceksin...
Onunla hiçbir aninin olmadigi bir yerlere gidip
yerlesmek...
Ama bir umut...
Onunla bir gün bir yerde karsilasma umudu...
Bu umut seni gitmekten alikoyacak...
Gel gitler içinde yasayacaksin...
Buna yasamak denirse...
****
*Razi misin bütün bunlara...?
Hazir misin sonunda ölüp ölüp dirilmeye...?
O halde asik olabilirsin
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
DUYGU ADASI
Bir zamanlar, bütün duygular bir adada yaşarmış. Mutluluk, Üzüntü, Sabır, Öfke, Korku, Kibir, Bilgelik, Sevgi...her türlü duygu bu adada olduğu için bu adaya 'duygu adası' deniliyormuş.
Ada sakini duygular, günün birinde, tesbit edemedikleri bir yerden, adanın bir kaç gün içinde batacağı yönünde ısrarlı anonslar duymuşlar. İlk anda bunun büyük ber şaka olduğunu düşünmüş bazıları,ama anonslar devam ettikkçe, durumun ciddi olduğunu düşünerek, birer ikişer adadan ayrılmaya başlamışlar.
Hemen her duygunun kendine ait bir kayığı yahut gemisi ya da yatı olduğundan, adadan ayrılmak nisbeten kolay olmuş onlar için. Ama Sevgi'nin küçücük bir sandalı bile yokmuş. O yüzden, kendisini alacak birini buluncaya kadar, mecburen adada kalmış.
Duyguların büyük kısmının adadan ayrıldığı günlerden birinde, ada anonsta söylendiği gibi yavaş yavaş batmaya başlamış. Bunun üzerine, Sevgi, yüksekçe bir kayaya çıkıp yardım istemeye başlamış adadan henüz ayrılan diğer duygulardan.
İlk önce, Zenginliği görmüş büyük ve güzel bir yatın içinde. El edip, yüksek sesle bağırmış:
- Zenginlik beni de alır mısın?
Yatın her tarafına yığdığı eşyaları gösteren Zenginlik:
- Hayır alamam. demiş
- Görüyorsun, altın gümüş, zümrüt derken yat doldu. Senin için yer kalmadı.
Zenginlikten vefa görmeyen Sevgi, biraz daha geride, büyücek bir yelkenli görmüş. Dikkatlice baktığında anlamış ki bu yelkenli Kibir'in:
- Kibir, Kibir!... Benim sandalım bile yok, ada da batıyor, yardım et lütfen!
- Sana yardım edemem. demiş Kibir.
- Biraz pejmürde gözüküyorsun; yelkenlimin fiyakasını bozacaksın.
Bu cevap karşısında çok üzülen sevgi, bir kayığa binip kürek çeker vaziyette, Üzüntü'yü farketmiş o sırada. Sevgi bu kez ondan yardım istemeye karar vermiş:
- Üzüntü, seninle gelebilir miyim?
- Ah sevgili sevgiciğim! demiş üzüntü.
- Yalnız gitmeye karar vermiş olduğum için o kadar üzgünüm ki!
Bu cevap üzerine üzüntüsü daha da artan Sevgi, yüzünü adanın öbür tarafına doğru çevirdiğinde, bir mavnanın üzerinde neşeyle zıplayan birini görmüş. Mutlulukmuş bu. Sevgi ona da seslenmiş; ama Mutluluk o kadar mutluymuş ki, Sevginin ona seslendiğinin farkına bile varmamış.
Çaresiz biçimde mutluluğa seslenmeye devam eden Sevgi, ansızın, bir ses duymuşyakınında:
- Buraya gel Sevgi! Seni ben götüreyim.
Sevgi çok sevinmiş ve koşar adım sahile koşup içinden yaşlıca bir adamın kendisine seslendiği kayığa atlamış. Kayıkla fazlaca bir yer itmeden de, adanın büsbütün sulara gömüldüğünü görmüşler.
Sevgi, bu kadar duygu çağırdığı halde onu almazken kendisini kayığına çağıran bu saçı başı ağırmış duyguya teşekkür etmiş defalarca. Ama, Duygu Adasında o güne kadar hiç görmediği bu yaşlıya adını bile sormayı unuttuğunu, ancak karaya varıp da vedalaşmalarından sonra farketmiş.
Sonra da, günlerden bir gün geldikleri bu yeni kara parçasında Bilgeliğe rast gelince, ismini bile sormadığı bu kadirşinas yaşlıyı tarif edip ismini sormuş kendisine.
- O Tecrübeden başkası olamaz. diye cevap vermiş Bilgelik.
- Tecrübe mi? peki niye yalnız o ban yardım etti?
- Çünkü. demiş Bilgelik,
- Sevginin gerçek değerini ancak tecrübe kavrayabilir.
-----------------------------------------------------------------------------------
AYRILIK
AYRILIK
ayrılık kıskançlığın ta kendisidir
ayrılık güvensizlikten kaynaklanır
ayrılık savaşın en büyük göstergesidir
ayrılık ölümdür, ölüme kucak açmaktır
ayrılık gururdandır, onurdandır
ayrılık sevimsizdir
ayrılık GÖRESLEMEKTİR
ayrılık düşünmektir
ayrılık yolculuktur
ayrılık gitmektir
ayrılık şaşkınlık yaratır
ayrılık en değersiz unsurdur
ayrılık kavgayla başlar
ayrılık umuda kaçmaktır
ayrılık dört duvar arasındadır
ayrılık aykırılıktır
ayrılık bedeninden kopmasıdır insanın
ayrılık deniz milidir, insanın pusulasıdır
ayrılık zamandır
ayrılık üzülmektir
ayrılık şımartılmıştır
ayrılık iki ipin ucuna tutunamamasıdır
ayrılık sevdadan başlar
ayrılık bir ezgiden başlar
ayrılık bir anlamda doğruluktur
ayrılık yanlışa neden olur
ayrılık bir öyküde, bir şiirde, bir kitapta başlar
ayrılık dağların tomurcuklarındadır
ayrılık çiçek açtırmaz
ayrılık yitirmektir
ayrılık gece olunca başlar
ayrılık gündüzün konuşmalarıdır
ayrılık tutuklu kelimelerin imgesidir
ayrılık şairlerin başını yakar
ayrılık edebi yolculuğa çıkarır insanı
ayrılık kimsesizliktir
ayrılık beyazdan kararır
ayrılık mutluluğa yol açacağını düşünür
ayrılık kendini kandırmasıdır insanın
ayrılık yabancılaştırılmıştır
ayrılık eser, estirir
ayrılık çözümsüzlüğü bitirir
ayrılık ihtiyaç duyarsın
ayrılık değişimdir
ayrılık insanın elini şaraba uzatır
ayrılık gözetmeksizin…
ayrılık ilktir
ayrılık hiç düşünmediğin yerde karşına çıkar
ayrılık pazarlıktır
ayrılık öfkeden başlar
ayrılık mektuptadır
ayrılık cesarettir
ayrılık yasalara karşı değildir, içindedir
ayrılık kanundur
ayrılık insanın insana verdiği cezadır
ayrılık gözyaşıdır
ayrılık gül değil, gülün dikenidir
ayrılık inanmaktır
ayrılık yalnızlaştırmaktır
ayrılık inadınadır, inadına…
ayrılık küfürdür, küfürden başlar
ayrılık insanı hasta eder, ilaçlaştırır
ayrılık kültablasının içine sığınmasıdır insanın
ayrılık yazmaktır
ayrılık bu şiir gibi saçmalıktır |
|
-----------------------------------------------------------------------------------
Çaresızlığın en amansız olduğu yerdeyım şımdı
ılk defa sevmenın tarıf edılmez korkuları ıçındeyım
uykusuz geceler yorgun sabahlar senı düşünüyorum ve korkularla sana doğru koşuyorum
hep aynı soru düşüncemde
YA SEVERSEM
Ozaman ne olacağını düşünmek korkutuyor benı
ılk defa yenıleceğımı anlıyorum
karşımda kendınden emın gözler
dudakların ellerın bunu söylüyor bana
gözlerın gözlerıme takılınca güçsüzlüğüm aklıma gelıyor
Fakat görebıldığım duyabıldığım herşey bana senı sevmeyı söylüyor
UNUTMA !!!
BEN YOKSAM ZAMANDA YOK
NASIL BENSIZLIĞI SEN ISTEDIYSEN
OZAMAN TADACAĞIN BENSIZLIK BENIM ESERIM OLMAYACAK
-------------------------------------------------------------------
-------------------------------------------------------------------
-------------------------------------------------------------------
Neden bukadar zor sevme ve bulamamak
Dokunmak ıstedıkçe uzaklaşmak,düşündükçe unutmak
Neden bukadar zor
Senı sevdığım halde söyleyememek
Uzaklaşmak düşündükçeunutmak
Neden bukadar zor
SEVDIĞIM HALDE SÖYLEYEMEMEK
Hep bışeyler gızlemek
Sana sahıp olacağım yerde
SENI KAYBETMEK !!!
-----------------------------------------------------------
-----------------------------------------------------------
-----------------------------------------------------------
haydı gel
yoksa kaybolacağım karanlıklarda
belkı sıslı bır kış gecesı
belkı hüzünlü bır sonbahar akşamı
cesedımı bulacaklar çamurlar arasında
gelıp sana haber verecekler şaşıracaksın
bır elınde resmın , bır elınde sılah vardı dıyecekler
ınanmayacaksın
kalkıp geleceksın sonra bana
cesedımı görünce taş kesıleceksın
senın ıçın neler çektığımı bır bır anlayacaksın
tutup elımden AFFET dıyeceksın
senı çoktan affettığımı bılmeyeceksın
eğılıp sarılacaksın soğuk vücuduma
ışte o'an bır fısıltı duyacaksın
dudaklarımdam elveda sözü çıkacak
çınlayacak kulaklarında
SANA EN BÜYÜK BEDDUAM MUTLULUK YAĞMURU ALTINDA ŞEMSIYESIZ KALASIN
------------------------------------------------------------------
------------------------------------------------------------------
------------------------------------------------------------------
OLAMAZSIN BAŞKASIYLA EVLI
YASTIĞIMDA HALA SAÇININ TELI
ANILAR BIRAKMAZ RAHAT BENI
BIR ÇILGINLIK EDER VURURUM SENI
YAŞAMAK SENINLE GÜZELMIŞ MEĞER
DÜNYA YOK GÖZÜMDE SEN YOKSAN EĞER
MASALMIYDI RÜYAMI YAŞADIĞIM GÜNLER
NERDE KALDI ŞIMDI VERDIĞIN SÖZLER
DUYDUMKI BAŞKASI VARMIŞ
NIŞAN NIKAH DÜĞÜN BIR ARADAYMIŞ
SANA BAŞKASI SARILACAKMIŞ
BIR ÇILGINLIK EDER VURURUM SENI
--------------------------------------
--------------------------------------
--------------------------------------
AŞK VER ARKADAŞLIK BIRGUN YOLDA KARŞILAŞMIŞLAR
AŞK KENDINDEN EMIN BIR ŞEKILDE SORAR
BEN SENDEN DAHA CANDAN VE DAHA YAKINIM
SEN NIYE VARSINKI BU DÜNYADA DIYE SORAR..???
ARKADAŞLIK CEVAP VERIR
SEN GITTIKTEN SONRA BIRAKTIĞIN GÖZYAŞALRINI SILMEK IÇIN BEN VARIM DER
VE AŞK SORUYU SORDUĞU IÇIN PIŞMANLIK DUYAR
VE OARADAN BAŞINI ÖNE EĞEREK GIDER
---------------------------------------------------
---------------------------------------------------
---------------------------------------------------
SENI SEVMEK
yanlızca senı sevmek,senı mutlu etmek
senın ıstedıklerıne aykırı düşünecek hıç bır şey yapmamak
ışte benım yazgım ve yaşamamın amacı
MUTLU OL benı düşünme
yanlızca senın hayatını yaşayan
yanlızca senın sevdığın şeylerı seven
ve senın mutluluğunla yaşayan bırıyım
mutluluğuyla ılgılenme
senden benımkı gıbı bır sevgı ıstersem yanlış yapmış olurum
bütün arzularımı düşüncelerımı
yaşamamımın her anını senın ıçın feda ettığımde
cazıbenım kışılığının ve tüm varlığının
perışan yüreğım karşısındakı yücelığıne
bu defa ben erışeceğım
----------------------------------------------------
----------------------------------------------------
----------------------------------------------------
SEN BENIM EKSILEN YANIMSIN
------------------------------
------------------------------
------------------------------
K ımdır dıye sorma
İ ık hrflere bakıp aldanma
M eraklıysan aşağıya baksana
İ stedığın orada anlasana
S evıyorum bır güzelı
E şıde yok benzerıde
N eler yaptım anlasana
İ lkımsın ılk harflere baksana
-----------------------------------------
-----------------------------------------
-----------------------------------------
ASKER NEDIR
460 GÜN UZUNLUĞUNDA
15 AY ÇAPINDA
DÜDÜK ILE YATAN DÜDÜK ILE KALKAN
CEZA ILE USLANAN
TRAŞ ILE SÜSLENEN
KARA ŞIMŞEK ILE BESLENEN
84.4 BEYGIR GÜCÜNDE
ŞAFAĞIN GERI TEPMESIYLE
TEĞMENIN ILERI ITMESIYLE ÇALIŞAN
TEK TEK VE SERI HALDE DAYAK YIYEN
KEP VE BOT ARASINA SIKIŞMIŞ OLAN
ALLAHIN ACIZ KULUNA ASKER DENIR
----------------------------------------------------
----------------------------------------------------
----------------------------------------------------
DOĞUDAKI ASKER BATIDAKI ASKERE SESLENIYOR
sen hergün botunu boyarken
ben hergün çamurunu temızlıyorum
sen kovuş yat sesını beklerken
ben acaba uyuya bılırmıyım dıye düşünüyorum
sen kovuş kalk sesını beklerken
ben sılah seslerınle uyanıyorum
sen ıkı saat nöbet zor tutarken
ben bazen 12 bazen 18 saat nöbet tutuyorum
sen asvalt yolda uygun adımda yürürken
ben dağlarda yaşamak ıçın sürünüyorum
sen hafta sonu gelsede çarşıya çıksam dıye düşünürken
ben acaba bugun oparasyon varmı,ÖLÜRMÜYÜM DIYE DÜŞÜNÜYORUM
|
|
ölen sevgılı
Sabah uyandiginda midesinde bir yanma hissetti. Yanmanin nedeni aksam yedikleri degil,uyanir uyanmaz bugün yapacaklarinin aklina gelmesiydi. Bugün 2 yildir götürmeye çalistigi bir birlikteligi bitirecekti.
Aslinda bunu yapmakta geç bile kalmisti.
'Bitmeli dedi içinden, her gün bu tatsiz uyanis bitmeli.'
Genç adam bunlari düsünürken surati sekilden sekile giriyordu. Süratle giyinerek disari çikti. Bugüne kadar hiç bekletmemisti onu, simdi de bekletmemeliydi. Istanbul, soguk ve yagmurlu bir Nisan ayi yasiyordu. Genç adam gökyüzüne bakarak iç geçirdi;
'Bulutlar bizim yasayacaklarimizi biliyor. onlar bile agliyor halimize...'
BULUSMA VAKTI...
Artik Kadiköy iskelesindeydi. Birkaç dakikalik beklemeden sonra karsidan kiz arkadasinin geldigini gördü. Simdi midesindeki agri daha da artmisti.
Besiktas'a geçtiler. Yolculuk sirasinda hiç konusmadilar. Genç kiz, sevgilisinin bu durgunluguna anlam verememisti. Nereden bilecekti bugün ayrilik çanlarinin çalacagini...
Besiktas'a geldiklerinde bir cafede oturdular. Genç kiz anlamisti sevgilisinin kendisine bir sey söylemek istedigini.
'Bana birsey mi söylemek istiyorsun' diye sordu. Genç adam, gözlerini kaçirarak
'Evet'
dedi. Genç kiz heyecanlanmisti, biraz da sinirlenerek
'Söylesene, ne diye bekliyorsun' dedi.
Genç adam içini çektikten sonra
'Sence biz nereye kadar gidecegiz?' diye sordu. Genç kiz,
'Bunu sorma geregini niye duydun?' diye yanit verdi. Genç adam söze basladi...
''Birkaç ay önce aksam 23:00 civarinda sana telefon açip senin için yazdigim siiri okumak istemistim. Sen bana
'Sirasi mi simdi canim yaa, isin gücün yok mu?'
demistin. Biliyormusun o an nakavt olan bir boksör gibi hissettim kendimi. Özür dileyip telefonu kapatmistim. Daha sonra da bu siiri benden hiç istememistin. Geçenlerde hasta olup yataklara düstügümde arkadaslarimla birlikte sen de gelmis, Meralin
'Sen sanslisin, sevgilin sana bakar' sözüne Isim yok da sana mi bakacagim, annen baksin' demistin. Hatirladin mi?''
DUYGUSALLIGI SEVMEM...
Genç kiz,
'Biliyorsun ben duygusalligi sevmiyorum. Hem hasta bakici gibi göründügümü de kimse söyleyemez' diye yanitladi. Genç adam güldü,
'Evet canim haklisin. Zaten olmak istesen de bu kalbi tasidigin sürece hasta bakici, hemsire falan olamazsin.'
Genç adam devam etti...
'Bana simdiye kadar kaç kere sabahin erken saatlerinde güzel sözcüklerden olusan bir mesaj çektin? Hiç... Hatta günün hiçbir saatinde çekmedin. Duygusalligi sevmeyebilirsin. Ama sen seni seven insanlari da mutlu etmeyi sevmiyorsun. Halbuki ben senin tam tersine kendimden çok insanlari mutlu etmeyi seviyorum. Seni tanidigimdan beri her sabah, her aksam, her gece yani seni andigim her saat tatli bir mesajim vardi senin için biliyormusun? Seninle ben AKLA KARA gibiyiz.'
Genç kiz anlamisti,
'Yani ne istiyorsun benden sair olmami mi?' Genç adam tekrar gülümsedi içinden. Dün gece verdigi ayrilik kararinin ne kadar dogru oldugunu düsündü.
'Hayir' dedi,
'Sair olmani istemiyorum. Olamazsin da...
BIZ AYRILMALIYIZ.
Ayrilirsak ikimiz için de en
hayirlisi olacak.' Genç kiz sasirmisti,
'Neden ama? Ben seni seviyorum. Senin de beni sevdigini saniyordum.' Genç adam iç çekerek
'Hayir canim, sen beni sevdigini saniyorsun. Eger beni sevseydin simdi baska seyler konusuyor olurduk' dedi. Genç kizin gözleri yasarmisti. Genç adam cebinden çikarttigi mendili uzatti, genç kiz gözyaslarini silerek
'Sen bilirsin, umarim beni bir baskasi için birakmiyorsundur...' dedi. Genç adam
'Nasil böyle bir sey düsünürsün, senden baska kimse olmadi ve uzun zaman da olacagini sanmiyorum' yanitini verdi. Genç adam ve genç kiz iki sevgili olarak oturduklari masada artik iki yabanciydilar. Birkaç dakika sessizce oturduktan sonra Genç kiz,
'Kalkalim istersen' dedi. Genç adam
'Ben biraz daha burada kalmak istiyorum, istersen sen kalkabilirsin' diye yanitladi. Genç kiz
'Tamam o zaman sana mutluluklar dilerim' diyerek elini uzatti. Genç kizin sesi ve eli titriyordu. Genç adam,
'Istersen arkadas kalabiliriz' dedi ve birbirlerine son kez sarildilar.
"BEN DOGRU YAPTIM..."
Genç adam dogru yaptigina inaniyordu. Eve döndügünde yürümekten bitap bir haldeydi. Odasina girdi. Gece bitmek bilmiyordu. Sabah erken kalkip ise gidecekti, uyumaliydi. Birkaç saat sonra uykuya dalmayi basardi. Sabah 7'de saatin ziliyle uyandi. Evden çikacagi zaman cep telefonuna bakti, mesaj ve 10 cevapsiz arama vardi. Yorgun oldugu için duymamisti telefonun sesini. Aramalar ve mesaj sevgilisindendi. Heyecanla mesaji açti, sunlar yaziyordu:
SADECE ONLARI SEVMEYI SEVDIM,
HEPSINI ONLARSIZ YASADIM DA,
BIR SENI SENSIZ YASAYAMIYORUM,
BU ASKI TEK KALPTE TASIYAMIYORUM,
SANA YEMIN GÜZEL GÖZLÜM, BIR TEK SENI SEVDIM,
VE SENI SEVEREK ÖLECEGIM, ELVEDA BIRTANEM...
Genç adam sasirmisti. Onu tanidigi günden beri ilk defa siir aliyordu ve üstelik sabahin besinde yazmisti. Heyecanla onu aradi, telefonu yabanci bir ses açti. Genç adam
''Nalan'la görüsebilir miyim?'' dedi. Ama karsisindaki agliyordu, hiçkira hiçkira hemde...
'Ben onun annesiyim yavrum, kizim bu sabah intihar etti. Gece sabaha kadar birilerini arayip durdu. Sabah odasinin isigini sönmemis görünce girdim. Yavrum kendini asmisti....'
YIGILIP KALDI...
Genç adam beyninden vurulmusa döndü. Bir gün önceki mide agrisinin iki katini çekiyordu simdi. Oldugu yerde yigilip kaldi...
Birkaç ay sonra iki doktor konusuyordu hastanede. Doktarlardan biri digerine karsidaki hastanin durumunu soruyordu. Doktor yanit verdi...
'Haaa o mu? Üç ay önce getirdiler. Kendisi yüzünden bir kiz intihar etmis. O günden sonra cep telefonunu elinden hiç birakmamis. Devamli bir seyler yazip birine yolluyor. Geçenlerde merak ettim. O uyurken gönderdigi numarayi aradim. Numara 3 ay önce iptal edilmis. Gelen mesajlarda bir siir var. Bu adam duygusal mi bilmem ama benim anladigim kadariyla siiri yazan çok duygusal biriymis...
"ÇEVRENIZDEKI INSANLARIN NE HISSETTIGI YA DA NE DÜSÜNDÜGÜNDEN O KADAR EMIN OLMAYIN,
BAZEN BIR KALBIN, IÇINDE NELER SAKLADIGINI ÖGRENDIGINIZDE HERSEY IÇIN ÇOK GEÇ OLABILIR..."
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
-------------------------
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
KIRILDIM AŞKIMA
ONUN HABERI YOK
Kırıldım Aşk'a Ama Onun Haberi Yok
Biliyorum, konuşacak bir şeyimiz kalmadı, paylaşacak hiçbir şeyimiz yok ortada. Yine de yüreğimden, gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum, seninle konuşuyorum. Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım, sevgimi aldım avuçlarımın arasına, ona sığınıyorum. Cümlelerimi kısalttım, kelimelerim buruk, gülüşlerim istenmeyen evlat dudaklarımda. Bir ihtimal gelişine sığındığımı fark ettiysem de, engel olmadım gurursuz ama umutlu ve sabırlı hasretine. Anlık hayaller anlık mutluluklara gebe kalıyor..bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum...imkansız olan her rüyaya inanasım geliyor. Bir çocuk gibi, isteklerimi bastıramıyorum. Çalmayan telefonuma elim gidiyor, sana hala bende olduğunu ısrarla yazmaya çalışıyorum. Bende olan seni hiç kırmadım, değiştirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin nasıl olduğunu, gülüp gülmediğini, anlamsız bir sıkıntıyla merak ediyorum. İçimdeki güzelliğine inanıp inanmamanı artık umursamıyorum..!
Bulutlar yağmurunu toprakla öpüştürebilseydi bugün, bana o verdiğin ama tutmadığın sözünü sahiplenerek, dans edebilirdim ıslaklığıma aldırmadan. Ki aslında ıslanan sadece yüreğim olurdu, bedenim değil...Üşüyorum, bu üşüme yalnızlığımdan geliyor ve sarıyor her tarafımı. Tutunabileceğim hiçbir güzellik yok, hatırlamaktan usanmayacağım anılarım dışında. Isınabilmek için onlara sarılıyorum. Anlamsız ve cevapsız sorular hınzırca sırıtıyor, ben görmemeye çalışıyorum.
Düşler uzak gibi görünüyordu ama yakındı. Belki de görmeyi istemek gerekiyordu. Gözlerini aç desem kapatacaksın ama kapatma gözlerini..! Biliyorum levrekler derinlerde ve dalgalı denizlerde yaşar. Levrekler uzak bir düş gibi zor yakalanır. Ama sen becerirsin düşleri yakalamayı, derinlere dalmayı, uzaklara kavuşmayı..Sahi, becerebilir misin..?
Kendime bir demet papatya aldım ama bakmadım falıma. Gözlerimi gelişlere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş, kafayı bulunca itiraf etti sonunda. Düşüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam değil. Gelseydin; kendimi unutup sana akacaktım, susturacaktım içindeki isyanı, kavgaların ortasında bir güneş gibi doğup ısıtacaktım yüreğini, sevinçten ağlayacaktım bu defa, mutluyken hemen sarhoş oluşum gibi, dokunacaktım, kusacaktım birikmişliğimi, hasretimi ama gelmedin, gelmezdin, gelmeye hiç de niyetin yoktu aslında. Kendimi kandırdığımı anladığımda, ağlıyordum...
Eskiden kimi şarkıların ne kadar anlamlı olduğunu düşünürken, şimdi ayrılığın ardından çalınan her şarkı umutsuzluğumu ve sevgimi anlatıyormuş gibi geliyor. Sevdiğim ne çok şarkı varmış, bunu senin gidişin gösterdi bana. Her şarkıda sen varsın, her yerde, her gördüğüm insanda, denizde, gecede, uykumda...Nasıl beceriyorsun her yerde olabilmeyi. Bu bir marifetse eğer, niye benim yanımda değilsin ki...?
Göz yaşlarım asilliğini yitiriyor ve yenik düşüyorum sevdana. Gittin..belki de hiç gelmemiştin, ben geldiğini sandım. Ayak uyduramadım yorgunluğuna. Dudaklarına, düşlerindeki öpüşü konduramadım. Kimi zaman bir çocuk oldum gülüşlerinde şımaran, kimi zaman bir kadın dokunuşlarında kendini bulan. Ama en çok da imkansızın oldum, hırçınlığın, yirmi yaşın, gecikmişliğin...Her gelişimde bir kez daha gönderdiğin oldum. İnanamadığın, yenemediğin, üzerinden atlayamadığın korkuların oldum. Ağladığın, bağırdığın ya da sustuğun isyanın oldum. Aşk pazarında harcadığın mevsimler oldum, sessizce boşalan gözyaşların,birikmişliğin oldum. Son ses dinlediğin bir şarkının nakaratı oldum, dilinin ucuna gelip de söyleyemediğin kelimeler, ister istemez yaşadığın talihsizlikler oldum. Yüreğindeki kadın ben olmak isterken, yüreğine sığınan ve tozlanacak olan bir anı oldum. Hak etmediklerin, artık yeter dediklerin ve herşeyin olmak isterken belki de hiçbir şeyin oldum. Söylesene, ben gerçekte senin neyin oldum...? Sesin hep uzakları çağırıyordu, ben üstüme alındım, sana geldim. Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenişi sahiplenir miydim..? Şimdi bir mevsimlik aşk kaldı avuçlarımda. Sadece bir mevsim yaşanan ama bir ömür gibi gelen aşk...Kalbime henüz söylemedim gittiğini. Öğrenirse onun da acı çekmesinden korkuyorum. Seni hala benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum.
Gittin...sevdamın öksüzlüğüne alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların sonunda olması acıtıyor içimi. Suskunluğun en büyük silahındı, suskunluğunla vurdun beni. Ben alışkınım kendi yaralarımı kendim sarmaya. Asıl acı olan ve kanatan unutulmak aslında. Söylesene, unutulmak kime yakışıyor..? Unutan sen olsan da, sana bile yakışmıyor..Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak sende daha güzel duruyor. Görüyorsun işte, aşka ve sana ihanet etmiyorum ben, ki kırgınlığım aşka.Sen üstüne alındın...Bir sonbahar’da, güneş hala daha ısıtırken bedenimi seni çıkarttı karşıma. Sen “bitti” dediğinde yağmur yağıyordu, aşkın canı sıkıldı, seni aldı...
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- ---------------------------------------------------------------------------------------------
----------------------------------------------------------------------------------------------
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
GİZLİ AŞKIM
Sen benim günüm güneşimsin
Bir Şimal Yıldızımsın
Karanlık gecelerde yol gösteren
Sen benim kaderimsin Alnıma yazılan
Kimselere gösteremedğim okutamadığım
Sen benim gizli aşkımsın
Sadece benim ve yüreğimin bildiği
------------------------------------------------------------------
-----------------------------------------------------------------
BİR AYRILIK HİKAYESİ
Bir hikaye belki gerçek belki hayal. Sadece bir hikaye. Sevgi ve aşk üzerine bir hikaye.
Bir zamanlar bir genç varmış. Bu gencin sevdiği ve aşık olduğu dünyalar güzeli bir kız varmış. Onunla ilk bir radyoda duyduğu kan aranıyor ilanı için gittiği hastane de karşılaşmıştı. Kan verdiği kişi kızın amcasıydı. Kız ona teşekkür etmek için gittiğinde daha yeni yataktan kalkmış ve gitmek için hazırlanıyordu. Birden bulunduğu odanın kapısı açıldı ve kız içeri girdi. Çocuk ağır ağır kapıya baktı “Yine hemşirelerden biri geldi herhalde” diye düşündü, ama gelen hemşire değildi. Kız ona doğru yaklaştı “çok teşekkür ederim sayenizde amcam yaşayacak” dedi. Genç mağrur bir şekilde “ben olmasaydım bir başkası da gelir yardım ederdi. Hiç önemi değil.” Fakat kız onu dinlemedi. “Size bir yemek ıs*****yabilir miyim” dedi. Çocuk reddetmedi içinden “bu kadar güzel bir kız reddedilebilirmi” diye geçirdi.
“Tabi ne zaman isterseniz.”
“Hemen şimdiye ne dersiniz.”
“Şimdimi ?”
“Tabiki hem bende beklerken acıkmıştım”
ikisi birlikte yemeğe gittiler. Yemekte muhabbetleri devam etti. Hep birbirleri hakkında konuştular. Oğlan kızdan ilk gördüğü anda hoşlanmıştı. Kız ise sadece teşekkür etmek istediği bir yabancıdan bu kadar çok hoşlanacağını düşünmemişti bile. Konuşmaları sırasında aynı şeylerden hoşlandıklarını fark ettiler, ikisi de aynı tür filmlerden hoşlanıyor, aynı tür müziği dinliyor, hatta son zamanlarda aynı kitapları okumuşlardı. Kız bir erkeğin kendisinin sevdiği şeyleri sevebileceğini daha önceden hiç düşünememişti ve karşısında böyle biri vardı. Yemekten sonra kız telefonunu verdi. “Daha sonra ararsan konuşuruz” dedi. Bu oğlanın çok hoşuna gitmişti. Akşam olduğunda kız telefonunda bir mesaj gördü “Dünyanın en güzel bayanına. İyi akşamlar” yazıyordu. Kız birden şaşırdı. Bu kadar erken bir cevap. Demek ki oğlanda ondan hoşlanmıştı. Buna çok sevindi ve hemen o da cevap gönderdi. Bu mesajlaşmaları birkaç gün böyle sürdü. Sonunda oğlan ona çıkma teklif etti. Kız hemen kabul etti. Hayatlarının en güzel günlerini yaşıyorlardı. İki sevgili , iki aşık. Aşkları o kadar büyüktü ki sevgileri o kadar içtendi ki bu sevgileri çevresindeki insanlara da yansıyordu. Fakat oğlanın ailesinin bu aşktan hiç haberi olmamıştı. Hep onunla sevilisi olmadığı için dalga geçiyorlardı, şimdi de sevgilisi olduğu için dalga geçecekleri ve bunu hiç istemiyordu. Ama kız ailesi ile tanışmayı çok istiyordu , oysa her seferinde bir bahane uydurup erteliyordu.oğlan kızın ailesini bir kere görmüştü. Ama hiç tanışmamıştı. Kızın ailesi İzmir de oturuyorlardı kendisi ise İstanbul da amcasını yanında oturuyor ve okuluna gidiyordu.
Sonunda oğlan kızın ısrarlarına dayanamadı ve onu ailesi ile tanıştıracağını söyledi. Kız buna çok sevinmişti fakat daha önce ailesine gitmesi gerektiğini geri döndüğünde hemen ailesi ile tanışmak istediğini söyledi. Anlaştılar ve kız İzmir e doğru yola çıktı. Aradan bir gün geçti, iki gün geçti kızdan bir ses yoktu. Oysa İstanbul da birbirlerini görmedikleri anlarda hep telefonda birbirleri ile konuşurlardı. Peki şimdi ne oldu da aramamıştı.. yoksa ailesi mi izin vermemişti. Yada yanlış bir söz mü söyledi yanlış bir şey mi yaptı. Neden aramıyordu. Oğlan onu aramaya çalıştığında her seferinde telefonu kapalıydı. İki hafta , üç hafta , bir ay. Oğlan sonunda kızın onu bıraktığını artık onu istenmediğini düşünmeye başlamıştı ki ansınız bir akşam telefonu çaldı. Telefonu ilk kez ona bu kadar acı acı çalıyormuş gibi geldi. Telefonunun ekranına baktı, arayan oydu. Telefonunu hemen açtı “alo” “alo” telefonda ki ses kızın sesi değildi. Onun ablası olduğunu söyledi. Oğlanın telefonunu kızın rehberinde bulduğunu bir arkadaşı olduğunu tahmin ettiğini söyledi. Oğlan sevgilisiydim diyemedi, “evet bir arkadaşıyım ama ondan uzun zamandır haber alamıyordum” dedi. Ablası kızın yaklaşık bir ay önce İzmir e gelirken bir trafik kazası geçirdiğini üç haftadır komada olduğunu söyleyince oğlan birden dona kadı neden onu aramadığını şimdi anlamıştı fakat ablasının konuşmasından olayın bu kadar olmadığını da anlamıştı. “Kardeşimi geçen gün kaybettik” diyince oğlanın elindeki telefon bir den yere düştü. Duyduklarına inanmamıştı sevdiği , aşık olduğu kız ölmüş olamazdı. Telefondaki ses “alo” diye birkaç kez seslendi fakat oğlanın cevap verecek hali kalmamıştı. Hala inanıyordu. İlk uçakla izmire gitti. Gerçekten ölmüşmüydü. Bunu öğrenmeliydi. Ailesine gittiğinde dünyası bir kere daha yıkıldı. Çünkü duyduklarını hepsi doğruydu. Bittiği gün aşkını toprağa veriyorlardı. Yüreği buna artık dayanamadı ve gözerinden birkaç damla yaş aktı. Onu son bir kez daha görmeliydi. Bunun için cenazeyi arkadan takip etti camiden mezarlığa kadar peşlerindeydi. Mezarlıkta görebileceği bir köşeden onları izledi. Onun yüzünü son bir kez daha gördü. Alçak bir sesle “hoşcakal aşkım, sen bu dünyada sevdiğim tek kişiydin” dedi. Arkasını dönüp mezarlıktan çıkmaya karar verdi. Tam o sırada akrasından bir ses duydu. Bu sesi daha öncede duymuştu , telefonda ölüm haberini veren sesin aynısıydı. Kızın ablası ona seslendi. Oğlan arkasını dönmeden önce gözündeki yaşları sildi. “acaba siz bu kişimisiniz” dedi ve elindeki zarfı gösterdi. Zarfın üzerinde “Biricik aşkıma” yazıyor ve yanında da oğlanın ismi vardı. Oğlan ağlamaklı bir sesle evet o benim dedi. Ablası ona “bunu ölmeden önceki gece yazmış ve size vermemi istemişti” dedi ve zarfı verip uzaklaştı. Oğlan orada mektubu titreyen elleri ile hemen açmaya çalıştı. Mektupta sadece bir iki kelime vardı.
“Aşkım, seni ne kadar çok sevdiğimi şimdi daha iyi anlıyorum. Herkes iyileşeceğimi söylese de ben öleceğimi biliyorum. Seni son bir kez görebilmek , sana son bir kez dokunabilmeyi ne kadar çok istiyorum ama mümkün olmadığını çok iyi biliyorum. Sana sadece tek bir şey söylemek istiyorum. SENİ SEVİYORUM VE ÖLDÜKTEN SONRA BİLE SEVİCEĞİM. Senden tek bir şey istiyorum. Benim ardımdan hayata küsme. Ona sarıl , benim için sarıl. Olumsuzluklara asla yenilme her zaman güçlü ol o zaman sevgim her zaman yanında olacak ve seni koruyacaktır.
Kalp atışın olmak
Sonra seni hissedebilmek
Bir adımlık zamanda
Bunları şiirinde sen söylemiştin bana bende sana söylüyorum bir adımlık zaman benim için sonsuza kadar sürecek hoşcakal aşkım. ”
Oğlan bu yazıyı okurken göz yaşlarına artık hakim olamıyordu. Aradan yıllar geçti. O mektup hala oğlanın cebinde. Ne zaman bir olay olsa ne zaman üzülse mektubu açar ve yazanları okur üzülmemek için elinden geleni yapar. O zaman sevdiğinin yanında olduğunu bilir...
Bir hikaye belki gerçek belki hayal. Sadece bir hikaye. Sevgi ve aşk üzerine bir hikaye ...
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
ESMER |
|
|
|
|
|
 |
|
ÜZÜMLÜ |
|
|
|
|
|
|
dağından güneş aşıyor
üzümlü karakoluna mermi yağıyor
yaklaşan her canlıya mezar oluyor
neyini anlatayım üzümlü senin
bayrak tepe dedikleri askeriye değil
her tarafı terör yatağı
dalgalanıyor türkün bayrağı
neyini anlatayım üzümlü senin
kuzeyi ırak güneyi iran
her tarafı kokar barut kan
kurşunlar yağıyor burada
neyini anlatayım üzümlü senin
birgün duyulursa ölüm haberim
toprağa saçılır kanlı bedenin
ibret olsun benim kaderim
neyini anlatayım üzümlü senin
lanet okuyorum doğduğum güne
mutlu olmak hakkım olsa bile
ölüm soğuk ama kaçılmıyor
ne kadar pişman olursan ol diyor
neyini anlatayım üzümlü senin |
|
|
|
|
|
 |
|
BEDDUA |
|
|
|
|
|
|
Sana her gece dua ediyorum
Sevdiğim için değil,beter olasın diye
Allahımdan bir tek şey diliyorum bana çektirdiğin acıları sanada çektirsin diye,;
Geceleri göz yaşlarının yaş olarak değil kan olarak akmasını istiyorum
Benden gittiğine bir gün pişman olacaksın,
Çünkü benden çok seveni sen istesende asla bulamazsın
Pişman olacaksın aşk yolunda bir tek ben değil sende bir gül gibi solasın sende benim yandığım gibi yanasın sen de benim gibi her gece göz yaşı akıtasın
SENİN GİBİ KALP KIRINLAR BU DÜNYADA YAŞAMASIN KAYBOLSUN
Nefretlerim teker teker kaybolsun....
-----------------------------------
-----------------------------------
NEFRET
ayrıldık işte sevgilim seninle
herşeyi unutmak mümkünmü sence
hiç yoktan bu aşkı bitirdik diye
anılar pişmanlık getirmezmi bize
sen bir zalime ben bir zalime
düşmezmi kalbimiz binbir derlere
tertemiz aşkımıza kıydık diye
bundan sonra kader gülermi bize
anılar yolumuzu kezmezmi bizim
pişmanlık kapımızı çalmazmı bizim
bu aşkı siz nasıl yıktınız diye
hatıralar içimizi yakmazmı bizim
---------------------------------------
senden istediğim sadece sevgiydi.
sevdin ama belli etmedin.
oysa ki ben ilgi istedim
beni her görüşünde
sevgini hissettirmeni istedim
sen bunların hiç birii yapamadın.
bundan sonra hayatımdan ne sen varsın
nede kalbimdeki aşkın
ben seni çoktan unuttum
ama sen beni unutamayacaksın
istesende unutamayacaksın |
|
|
|
|
|
 |
|
AYRILIK |
|
|
|
|
|
|
Bir günün akşamüstüydü beni bırakıp gittiğin gün batımında sağanak
şekilde yağan yağmurun sesi beni rahatlatırken
senin söylediklerinde kulaklarımda yankılanıyordu... Herkes yağmurun
keyfini sürerken sen beni terk etmiştin
ne çaresiz ne yalnız kalmıştım değil mi?? Oysa ne çok sevmişim seni,
kendimi yalan sözlerle avuturken nasılda aşık olmuşum sana... Şimdi
yoksun yanımda, unuttun belki beni bugün ayrılığımızın ilk günü ama sen
ne kadar da çabuk sildin beni ben yine boynu
bükük kaldım, artık yalan sözler avutmuyor beni, inandıramıyorum
kendimi her günün akşamüstü, her güneşin battığı vakit tekrar
yaşıyorum seni... Yalnızlığın bu kadar zor olduğunu hiç tahmin
edememiştim... Terk edilmenin mi yoksa yalnız kalmanın mı acısı vardı
içimde?? Şimdi kim dinleyecek beni? Kim tutacak ellerimden?? Hayata
nasıl tekrar tutunacağım?? Şimdi düşünüyorum da ben seni
bu kadar çok düşünürken sen beni hatırlıyor musun hiç?? Sen benim
beynimi bu kadar meşgul ederken ben senin aklına
Geliyor muyum? Eğer ki bir gün, bir an aklına gelirsem sana
söylediklerimi hatırla... ''Ben senin yalnızlığını paylaşmak istiyorum,
yaslanmak istediğinde bi omuz olabilmek, sıcak bir el uzatabilmek
istiyorum...'' Sonra istersen sil beni aklından
ama sıcak bir ele hasret kaldığında, her yağmurlu günde, kendini
çaresiz hissettiğin her anda hatırla beni hatırla ve düşün
ben kaybettiğim sen içinde bu kadar çok şey kazanmışken sende
kaybettiğin şu koca aşka yan.!
Ama her şeye rağmen mutlu ol ve kimsenin seni üzmesine izin verme
eğer ki gittiğin yolda bir gün tek kalırsan arkanı dön ve bak
işte orada ben varım...
-----------------------------------------------------------------------
-----------------------------------------------------------------------
Biliyorum konuşacak birşeyimiz kalmadı, paylaşacak hiç bir şeyimiz yok.
Yine de yüreğimden gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum,
seninle konuşuyorum... Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım,
sevgimi aldım avuçlarımın arasına, ona sığınıyorum... Cümlelerimi kısalttım,
kelimelerim buruk, gülüşlerim istenmeyen dudaklarımda...
Bir ihtimal gelişine sığındığımı farkettiysem de, engel olamadım gurursuz
ama umutlu hasretine... Bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum,
imkansız olan her rüyaya inanasım geliyor... Bir çocuk gibi
isteklerimi bastıramıyorum... Çalmayan telefonuma elim gidiyor,
sana halen bende olduğunu ısrarla yazmaya çalışıyorum... Bende olan seni,
hiç kırmadım, değiştirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin
nasıl olduğunu, gülüp gülmediğini anlamsız bir sıkıntıyla merak ediyorum...
İçimdeki güzelliğine inanıp inanmamanı artık umursamıyorum!
Üşüyorum, bu üşüme yalnızlığımdan geliyor ve sarıyor her tarafımı...
Tutunabileceğim hiçbir güzellik yok, hatırlamaktan usanmayacağım
anılarım dışında... Isınabilmek için onlara sarılıyorum...
Anlamsız ve cevapsız sorular hıhzırca sırıtıyor, ben görmemeye
çalışıyorum... Düşler uzak gibi görünüyordu ama yakındı...
Belki de görmeyi istemek gerekiyordu... Gözlerini aç desem kapatacaksın
ama kapatma gözlerini! Kendime bir demet papatya aldım ama bakmadım
falıma... Gözlerimi gelişlere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş
itiraf etti sonunda... Düşüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam değil...
Gelseydin, kendimi unutup sana koşacaktım, susturacaktım içimdeki isyanı,
kavgaların ortasında bir güneş gibi doğup ısıtacaktım yüreğini,
sevinçten ağlayacaktım bu defa, mutluyken hemen sarhoş olmuşum gibi,
dokunacaktım, sarılacaktım. Ama gelmedin, gelemezdin belki de gelmeye de
hiç niyetin yoktu aslında... Kendimi kandırdığımı anladığımda ağlıyordum...
Eskiden kimi şarkıların ne kadar anlamlı olduğunu düşünürken, şimdi
ayrılığın ardından çalınan her şarkı umutsuzluğumu ve sevgimi anlatıyormuş
gibi geliyor... Sevdiğim ne çok şarkı varmış, bunu senin gidişin gösterdi
bana...
Her şarkıda sen varsın, her yerde, her gördüğüm insanda, denizde,
gecede, uykumda... Nasıl beceriyorsun her yerde olabilmeyi...
Bu bir marifetse eğer, neden benim yanımda degilsin ki?
Gözyaşlarım asilliğini yitiriyor ve yenik düşüyorum sevdana...
Gittin! Belki de hiç gelmemiştin ben, geldiğini sandım... Ayak uyduramadım
yorgunluğuna... Dudaklarına düşlerindeki öpüşü konduramadım...
Kimi zaman bir çocuk oldum gülüşlerinde şımaran, kimi zaman bir kadın;
dokunuşlarında kendini bulan... Ama! En çok da imkânsızın oldum...
Her gelişimde bir kez daha gönderdiğin oldum... İnanamadığın, Yenemediğin,
üzerinden atlayamadığın korkuların oldum... Ağladığın, bağırdığın ya da
sustuğun isyanın oldum, sessizce boşalan gözyaşların, birikmişliğin oldum...
Yüreğindeki kadın ben olmak isterken yüreğine sığınan ve tozlanacak olan
bir anı oldum... Haketmediklerin, artık yeter dediklerin ve herşeyin olmak
isterken
belki de hiçbir şeyin oldum... Söylesene ben gerçekten senin neyin oldum?
Sesin hep uzakları çağırıyordu, ben üstüme alındım, sana geldim...
Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenişi sahiplenir miydim?
Şimdi bir mevsimlik aşk kaldı avuçlarımda sadece bir mevsim yaşanan
ama bir ömür gibi gelen aşk... Kalbime henüz söyleyemedim gittiğini,
öğrenirse onun da acı çekmesinden korkuyorum... Seni halen
benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum...
Gittin! Sevdamın yokluğuna alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların
sonunda olması acıtıyor içimi... Suskunluğun en büyük silahındı,
suskunluğunla vurdun beni asıl acı olan, canımı acıtan unutulmak...
Söylesene unutulmak kime yakışıyor?
Unutan sen olsan da sana bile yakışmıyor ...
Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak
sende daha güzel duruyor... Görüyorsun işte, aşk'a ve sana ihanet etmiyorum.
benim kırgınlığım aşk'a... Sen üstüne alındın...
|
|
|
|
|